gri_mavi - ATLETİZM
   
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretci defteri
  Oyunlar
  Üyelik
  Forum kuralları
  Güzel Sözler
  Anketler
  101 oyunu
  Besyo öğrencileri için ders notları
  => ANATOMİYE GİRİŞ VE TEMEL KAVRAMLAR
  => ANTRENMAN BİLGİSİ
  => ATLETİZM
  => BADMİNTON
  => BASKETBOL
  => CİMNASTİK
  => ÇOCUKLARDA DAYANIKLILIK GELİŞİMİ
  => DAĞCILIK
  => DOPİNG
  => DÜZEN ALIŞTIRMALARI
  => EGZERSİZ NEDİR?
  => Egzersiz Seçimi ve Uygulama
  => EGZERSİZİN YARARLARI
  => ENGELLiLER VE SPOR
  => FİKSTÜR HAZIRLAMA
  => FİZYOLOJİ
  => HALKLA İLİŞKİLER
  => HENTBOL
  => ISINMA
  => MASA TENİSİ
  => REKREASYON
  => SAĞLIK
  => SAĞLIKLI KİLO AZALTMA
  => SPOR SOSYOLOJİSİ
  => SPOR PSİKOLOJİSİ
  => SPOR TARİHİ
  => SPOR VE BESLENME
  => SPOR VE SAKATLIKLAR
  => SPOR KÜLTÜRÜNE GENEL BAKIŞ
  => SPOR, OLİMPİYATLAR, AHLAK VE FAİR PLAY
  => SPORDA RİSK FAKTÖRLERİ
  => TENİS
  => VOLEYBOL
  => YETENEK SEÇİMİ
  => YÜZME
  Üye Girişi
  Gazete
  Günlük fal
  TC Kimlik No Sorgulama

DÜNYA´DA ATLETİZM

Düzenli sporların en eskisi olan atletizmin temel dalları olan koşma, atma ve atlama ilk beslenme yolu olan avcılığın önemli birer parçalarıydı. Ama atletizmi ilk yarışma konusu yapanlar İrlandalılar ve Yunanlılardır. Eski İngiliz ve İrlanda eserlerinde İrlanda´daki atletik yarışmaların yer aldığı Tailteann Oyunları´nın Milat´tan 2000 yıl öncesine kadar gittiğini yazmakta. Eski Yunan´da da atletizm aynı devirlere rastlar. Homeros İlyadası´nda cenaze törenleri sırasında düzenlenen atletizm yarışmalarından söz edilmekte.


MÖ. 776 yılında başlayan ve MS. 392 yılına kadar süren eski Olimpiyat Oyunları içinde de atletizmin özel bir yeri vardı. Bu oyunlar sırasında; koşu, uzun atlama, disk atma ve cirit atma dalları güreşle birleştirilerek, antik pentatlon oluşturulmuştu. Olimpiyat Oyunları´nın askıya alındığı, 4. yy ile 12. yy arasında atletizm konusunda hiçbir kayıda rastlanmıyor. 12. yy ile 16. yy arasındaki dönemde zamanın temel askeri etkinliği olan okçuluğa ters düştüğü için diğer sporlarla birlikte atletizm, krallar tarafından sürekli yasaklanmıştı.


17. yy´da soylular, uşaklar ve askerler arasında sonuçları üzerinde iddiaya girilen yürüyüş yarışları düzenlenmeye başlandı. Bunu 18. yy´da hız ve uzun mesafe koşuları izledi. Düzenli yarışlar ilk kez 1825´te Londra´da yapıldı. Modern anlamdaki atletizmin başlangıcı, İngiltere´de ilk resmi yarışmaların yapıldığı 1840 yılı kabul edilir. 1861´de ilk atletizm kulübü İngiltere´de, "Mincino Lane Athletic Club" ismiyle kuruldu ve 1866´da da ilk şampiyona düzenlendi.


1877´de de İngiltere ve İrlanda atletleri ilk uluslar arası karşılaşmayı yaptılar. Buna 1895´te New York Atletizm Kulübüyle Londra Atletizm Kulübü arasında düzenlenen karşılaşma izledi. Bu yıllardan başlayarak atletizm ABD, Kanada, Avustralya ve Avrupa´da yayılmaya başladı. Günümüzde tüm dünyada uygulanan atletizm kuralları, 1912´de Stockholm´de 5. Olimpiyat Oyunları yapıldıktan sonra kurulan ve bugün 181´den fazla ülkenin üye olduğu (İnternational Ameteur Athletic Federation) Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu (IAAF) tarafından saptandı. Merkezi Londra´da olan IAAF´nin kuruluşu 1913´te tamamlandı. Birleşmiş Milletler´in de ilk genel sekreteri olan Norveçli atlet Trygve Lie bu kuruluşun ilk genel sekreterliğine getirildi.


1917´de Fransa´da kurulan bir ulusal örgütle bayanlar da atletizm yarışmalarına katılmaya başladılar. Katılımın artması nedeniyle 1921´de de Bayan Spor Federasyonu (FSFI) kuruldu. 1928 Oyunları, IAAF ve FSFI´nın ortak gözetimi altında beş dalda yapıldı, ancak 1936´da IAAF´in, bayan atletizm yarışmalarını da müsabakalara katmasıyla FSFI feshedildi. Bu tarihten sonra bayanların yarıştıkları dallar giderek arttı.


1939´dan itibaren kapalı salon yarışmaları Avrupa´da yaygınlaşmaya başladı, 1960´larda pistler sentetik maddelerle kaplanarak tartan pistler yaygınlaştı. Atletizm, 1896´dan beri olimpiyatların en temel spor dallarından biridir. Resmen tanınan ilk Dünya Kupası 1977´de, ilk Dünya Atletizm Şampiyonası 1983´te yapıldı. Olimpiyatlarda bayanlar arası yarışmalar düzenli olarak 1967´de düzenlenmeye başlandı.
Olimpiyat Oyunları´nın dışında kalan uluslar arası yarışmalara katılacak atletlerin saptanması konusunda ortaya çıkan anlaşmazlıklar, 1979´da Atletizm Kongresi´nin (TAC) kurulmasına yol açtı. Özünde sporda, dürüstlük esas alınmasına rağmen, zamanla profesyonel bir kimlik kazanan atletizmde gün geçtikçe spor dışı zorlamalar görüldü.


Örneğin: 1988 Olimpiyat Oyunları 100 m birincisi, 100 m ve 60 m dünya rekorları sahibi Kanadalı Ben Johnson, doping yapmaktan suçlu bulundu ve rekorları iptal edildi. Bunun üzerine ABD ve Sovyetler Birliği uluslar arası alanda sporcuların ilaç kullanımını denetlemek için harekete geçtiler ve rekortmen atletlere rasgele doping testi uygulamayı kararlaştırdılar. 1990´da atletizm yetkililerinin gündemine dopingin yanı sıra gizli profesyonellik de girdi.


TÜRKİYE´DE ATLETİZM

Yurdumuza atletizmi ilk sokan, Galatasaray Lisesi´nin Fransız asıllı beden eğitimi öğretmeni Curel´di. 1870 yılında ilk idman bayramını düzenleyerek, öğrencileri Kağıthane´ye götürdü, burada koşu, atma, atlama yarışları yaptırarak başarılı olanlara ödüller verdi. O gün yenilen pilav, sonraki yıllarda "pilav günü" geleneğine dönüştü. Aynı yıllarda Robert Koleji´nde de atletizm faaliyetleri başladı.
Türkiye´de gerçek anlamda atletizm, 1896 yılında İstanbul´da Kurtuluş Kulübü´nde başladı. Bu kulübün atletlerinden Constantin Devecis ve Çelebioğlu, 1906 yılında Atina´da düzenlenen ara olimpiyat oyunlarına katıldılar. İlk Türk atleti Çanakkale Savaşları´nda şehit düşen ve aynı zamanda futbolcu olan Galatasaraylı Celal İbrahim´dir.


Bunu Şair Kazım ve Bedri Yıldırım izlediler. 1912´de Stockholm´de yapılan Olimpiyat Oyunları´na Robert Koleji atletlerinden Vahran Papazyan ile Mıgıryan katıldılar. Birinci Dünya Savaşı sırasında diğer spor dalları gibi atleletizmde de duraklama görüldü. Bu sönük yılların atletizmdeki başarılı isimleri olarak Silifkeli Şükrü Dölek, Halil Bey, Selahattin Bey, Nurettin Otmar Savcı, Asım Bey ve Mesut Özok ön plana çıktılar.


1922´de kurulan İdman Cemiyetleri İttifakı´na dahil olan Atletizm Federasyonu, 13 Nisan´da faaliyete geçti ve ülkemizdeki ilk ciddi atletizm yarışmaları başladı. Bunu Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Kurtuluş ve Beyoğluspor´un yarışmalara getirdiği rekabet havası izledi. Türk atletizm tarihinde ilk Türkiye Birinciliği Yarışmaları, 5 Eylül 1924´de Eskişehir´de yapıldı.
1924 Paris Olimpiyatları´na Burhan Felek başkanlığında katılan atletlerimiz hiçbir varlık gösteremediler. Bundan sonra getirilen Alman Alexy Abrahams, Amerikalı Mr. Louis ve Macar Ratkai Gula isimli antrenörler atletlerimizin eğitim ve gelişmelerinde önemli pay sahibi oldular. Bu antrenörlerin eğitim çalışmalarıyla; Ömer Besim Koşalay, Rauf Hasağası, Adil Giray, Şekip Engineri, Suat Hayri Ürgüplü, Haydar Aşan, Ünvan Tayfuroğlu, Vildan Aşir Savaşır gibi atletler yetişti.


Özellikle Türkiye´nin ilk büyük atleti Ömer Besim Koşalay 13 yıl süren atletizm yaşamında altı ayrı dalda 29 Türkiye rekoru kırdı. Bu atletleri de Raif Emergen, Füruzan Tekin, Rıza Maksut İşman gibi atletler izlediler.


1930 yılında Atina´da yapılan Balkan Oyunları´nda, 100 m´de 11.1´lik derecesiyle ikinci gelen Semir Türkdoğan gümüş madalya kazandı. Bu madalya, aynı zamanda uluslararası yarışmalarda atletizm dalında kazanılan ilk madalyadır. Semih Türdoğan´ın 1935 yılında 100 m´de kırdığı 10.6´lık Türkiye rekoru, tam 25 yıl kırılamadı. Aynı yıl İstanbul´da yapılan Balkan Oyunları Türkiye´de düzenlenen ilk uluslararası organizasyon oldu.


1932 Balkan Oyunları´nda gülle atmada Veysi Emre, 1939 Balkan Oyunları´nda 100 m ve 200 m yarışlarında Muzaffer Baloğlu altın madalya aldılar. Bu dönemin en önemli maratoncusu ise Şevki Koru´ydu. 1940 yılında atletlerimiz Balkan Şampiyonluğunu kazanırken, aynı zamanda futbolcu olan Melih Kotanca, şampiyonada 200, 400 ve 4x100 m´de birinci gelerek üç altın madalya elde etti.


Savaş sonrası yıllarda, atletlerimizin en parlak derecesini ise 1948 Londra Olimpiyatları´nda üç adımda bronz madalya kazandıran Ruhi Sarıalp yaptı. Sarıalp, Londra Olimpiyatları´ndaki başarısının bir tesadüf olmadığını, 1950 yılında Avrupa Atletizm Şampiyonası´nda üç adım atlamada 14.53´lük derecesiyle üçüncü olarak kanıtladı.


1955 yılında 800 m´de Akdeniz ve Balkanların en büyük atleti olan Ekrem Koçak, Dünya Ordulararası Şampiyonluğu´nu da kazanarak, bir sezon içinde erişilmesi çok güç başarılara ulaştı. Bunu Gül Çıray, Muharrem Dalkılıç´ın başarıları izledi. Olimpik alanda bir başka başarılı atletimiz, 1968 Meksika Olimpiyatları´nda maratonda 4. olan (2.25.18´lik derecesiyle) İsmail Akçay´dır. Aynı yıl Atina´da yapılan Balkan Oyunları´nda maraton koşan İsmail Akçay ve Hüseyin Aktaş´ın altın ve gümüş madalya kazanmaları da bu dönemin önemli başarılarıydı.


1960´lı yıllarda başlayan duraklama döneminden sonra Türk atletizmi gerilemeye başladı, 1970´li yıllarda başarılar maraton ve kır koşularına kaydı. Maratonda Mehmet Terzi ve Veli Ballı, kır koşularında (kros) ise Mehmet Yurdadön dikkatleri çeken başlıca isimler oldular. Bu dönemin en önemli başarısı ise, 1978 yılında Selanik´te yapılan Balkan Oyunları´nda yüksek atlamada Ekrem Özdamar´ın 2.20´lik dereceyle Türkiye rekoru kırarak altın madalya kazanmasıydı.


Dünya atletizmi dev adımlarla ilerlerken Türk atletizmi hayli gerilerde kalmıştı. Dugunluk 1980´li yıllarda da sürdü. Bu durgunluk Semra Aksu´nun 1983 Balkan ve 1987 Akdeniz Oyunları´nda elde ettiği ikincilik ve üçüncülük dereceleriyle biraz olsun aşıldı.


1989-1994 arası atletizmde atılım yılları oldu. Bu yıllarda çok sayıda Türkiye rekoru kırıldı. 1993 yılında yapılan 38. Balkan Kros Şampiyonası´nda Türkiye 4 bireysel, 6 takım birinciliği kazanırken; Zeki Öztürk Balkan Şampiyonu oldu. Aynı yarışmalarda 1962 yılında Gül Çıray Akbaş´ın şampiyonluğundan sonra, bayanlarda ne ferdi ne de takım şampiyonu olamayan Türkiye, 3 takım birinciliği kazandı. Aynı yıl Akdeniz Oyunları´nda Cihangir Demirel maratonda ikinci gelerek gümüş madalya kazandı.


1994 yılı Ocak ayında Atina´da düzenlenen Balkan Salon Atletizm Şampiyonası´nda güllede Ekrem Ay, üç adımda Figen Karadağ bronz madalya elde ettiler. Gülsün Durak bayanlarda yüksek atlamada Avrupa Yıldızlar rekoru kırıldı. Mart ayında Romanya´da yapılan Balkan Kros Şampiyonası´nda atletlerimiz 3 altın, 4 gümüş, 4 bronz madalya kazandılar. Yunanistan´ın Trikala kentinde düzenlenen Balkan Büyükler Atletizm Şampiyonası´nda atletlerimiz 3 altın; 3 gümüş, 7 bronz madalya kazanırken Türkiye, hem erkekler hem de bayanlarda takım halinde 4. oldu.


Finlandiya´da yapılan Avrupa Gençlik Oyunları´nda yüksek atlamada Gülsün Durak, 5000 m´de Fecri İdin, altın madalya elde ettiler. Ekim ayında İstanbul´da yapılan 16. Avrasya Maratonu´nda ilk kez bir bayan atletimiz Serap Aktaş, altın madalya kazandı.


1995 yılı pistte, dünyada olduğu gibi Türkiye´de de bol rekorlu bir yıl oldu. Atletizm 153 madalya ile en çok madalya kazanan spor dalı olma özelliğini kazanırken, tüm kategorilerde 68 Türkiye rekoru kırıldı. Avrupa Milletler Kupası´nda erkek takımımız birinci lige yükseldi.


1996 yılı şubat ayında Atina´da yapılan Balkan Salonu Atletizm Şampiyonası´nda atletlerimiz 1 altın, 1 bronz madalya kazandılar. 400 m yarışmalarında Öznur Dursun 53.81´lik derecesi ile altın madalya kazanırken, salonda Balkan şampiyonu olan ilk bayan atletimiz oldu.

 

 

 

ATLETİZMİN BRANŞLARI VE KURALLARI


Atletizm yarışmaları üç ana kategoriye ayrılır.

Koşular, atma ve atlamalar. Bayanlar arası yarışmalar da aşağı yukarı erkeklerin yarışmalarının aynıdır. Bayanlar için Heptatlon, erkekler için de Dekatlon koşu, atma ve atlamaları birlikte içeren yarışmalardır. Kır koşuları ve yol koşuları, atletizmin sezon dışı dalları olarak kabul edilir. Koşular Atletizmin bir dalı olan koşular, önceden belirlenmiş çeşitli mesafelerde koşularak rakiplere ve zamana karşı yapılan mücadeleyi ifade eder. Tüm zamanların en eski ve en çok ilgi gören spor dallarından biridir.

Pist yarışları ve yol yarışları olarak iki ana dala ayrılır. Pist yarışmalarında belirli bir mesafede en hızlı koşmak esastır. Tüm koşular "kronometre" denilen zaman ölçüsü ile ölçülür. Yarışmalar özel atletizm stadyumlarında yapılır. Stadyumun çevresinde kulvarlara ayrılmış elips biçiminde koşu pisti vardır. Ortadaki çim alan ise atma ve atlama yarışmalarına ayrılmıştır.

Bütün yarışmaların oyun alanları stadyum üzerinde aynı anda bulunur ve aynı anda birkaç yarışma birden yapılır. Bununla birlikte yarışmalar açık havada ya da salonlarda düzenlenebilir. Salon müsabakalarında atma yarışmaları yapılmaz ya da değişik uygulama ve yöntemlerle yapılır. Fakat resmi dünya rekorlarının mutlaka açık havada kırılması, 100 m düz ve 110 m engelli yarışlarında ise arkadan esen rüzgarın hızının saniyede 2 m´yi geçmemesi gerekir.

Pist yarışları 6 bölümden oluşur:

a) Sürat Koşuları
b) Orta Mesafe Koşuları
c) Uzun Mesafe Koşuları
d) Bayrak Koşuları
e) Engelli Koşular
f) Hendek Yol yarışları 4 bölümden oluşur:
a) Maraton
b) Yürüyüş
c) Kır Koşusu
d) Sokak (Yol) Koşusu


Bu iki ana dal dışında bir de birleşik yarışlar vardır. Bu iki bölümden oluşur:

a) Dekatlon
b) Heptatlon

Pist Yarışları: Pist yarışları, genellikle 400 m´lik elips biçimli pistlerde yapılır.

 

 

 

 

 

 

KOŞULAR 6 BÖLÜMDEN OLUŞUR


a) Sürat Koşuları: Pist ve alan sporlarında; kısa mesafe atletlerinin bütün güçleriyle koşmasına dayanan, en süratli olanı belirleyen yarışlardır. Bir diğer ismi de kısa mesafe koşularıdır. Bu tür yarışmalarda koşucunun sürati ve dayanıklılığı yanında, temposunu değerlendirmesi de büyük önem taşır.

Virajlı yarışların başlangıç çizgileri, tüm atletlerin aynı uzunluğu koşmalarını sağlamak için kademeli ve eğri olarak çizilmiştir. İç kulvarlardaki yarışmacılar yarışa daha gerilerden başlarlar. Sürat koşularının tümünde, oyun alanı olarak 400 m uzunluğundaki standart pist kullanılır. Bu pistlerin hepsinde "tartan" denilen sentetik bir bileşik olan yapay zemin vardır. Pistin bitiş çizgisi tüm yarışlar için aynıdır. Pist üzerinde 8 kulvar işaretlenerek, yarışmacıların birbirinden ayrılmaları sağlanmıştır.

Sürat koşularının tümünde her koşucu, parkurunu kendi kulvarında koşarak tamamlar. Sürat koşucuları yarıştan önce ısınmalı, adalelerini gevşetici hareketler yapmalıdırlar. Sürat koşularında atletler çıkış takozları kullanırlar. Bu çıkış takozları, başlangıç çizgisinin hemen arkasına vidalanan, yarışmacının ayaklarını basarak ilk hızını almasını sağlayan genellikle metal bir alettir. Ayakların konduğu düz kısımlar, atletlerin tercihine göre ayarlanabilir.
Bu çıkış takozları ile çömelmiş durumda çıkış yapmaya 1894´den sonra başlanmış olup, ilk kez 1930´da resmi yarışmalarda kullanılmıştır. Çıkış takozlarına, önemli yarışlarda yanlış çıkışları otomatik olarak saptayan elektronik bir mekanizma eklenir. Çıkış sırasında yarışmacının soğukkanlı ve hırslı olması çok önemlidir. Sürat koşularında atletler, ıslanma ile şeffaflaşmayan atlet ve şortlar giyerler.

Numaralar kolayca görülebilecek büyüklükte sırta ve göğüse tutturulur. Çorapların pamuklu, beyaz ve dikişsiz olması gerekir. Yarışmalarda çivili özel spor ayakkabıları kullanılır. Bu ayakkabılar yarışma çeşidi ve atletlerin tercihine göre farklılık gösterebilir. Ama çiviler 2.5 cm uzunluğunu geçemez. Sentetik pistlerle birlikte metal çivilerin yerini lastik çiviler almıştır. Bu çiviler koşu sırasında yere batarak ayağın geri kaymasını önler.

100 m´den 800 m´ye kadar olan yarışlarda koşucular yarışa, çömelmiş durumda bir ayak geride, öteki ayak çıkış çizgisinin hemen arkasında, el parmakları da yere değecek biçimde yerleşerek başlarlar. Çıkış hakemi 800 m´ye kadar olan koşularda (800 m dahil) "yerlerinize" ve "dikkat" komutlarını, daha uzun koşular için "yerlerinize" komutunu verir. Bütün atletlerin "dikkat" durumunda iki ayağı da piste değmeli ve hareketsiz beklemeleri gerekir.

Yarışmalar bir tabanca veya benzeri bir aletin havaya ateşlenmesi ile başlar. Yarışmacılardan birisinin hatalı çıkış yapması durumunda çıkış tekrarlanır. İki kez hatalı çıkış yapan atlet diskalifiye edilir. Pist yarışmalarında diskalifiye olan atlet, pisti hemen terk etmelidir. Hatalı çıkıştan sonra yarışmacılar, tabancanın yeniden ateşlenmesi ile geri çağrılır.

Sürat koşuları, yukarıda da belirtildiği üzere çökmüş vaziyette çıkış hareketiyle başlar. Fuleye geçmek için atılan toplanış adımlarıyla sürer. Bunu mesafenin 15-20 m´si ile son 5 m´si arasındaki fule adımları izler. Yarış ipinin göğüslenmesi ile koşu tamamlanır. Bitişte ipi göğüslemek veya finiş çizgisini geçmek, ya atletin ellerini başının üstüne kaldırması ya da elleri ile fırlatarak seride omuz ile dokunmak şeklinde olur.

Yarışmalarda dereceler elektronik kronometre ile saptanır. Bu kronometreler, yarışmayı başlatan tabancaya bağlanmıştır ve ateşleme ile kendiliğinden otomatik olarak çalışmaya başlar. Ayrıca ipi göğüsleyen atlet, saniyenin yüzde birini saptayabilen "Foto Finiş" aletiyle tespit edilir. Zaman, silahın ateşlenmesinden, atletin gövdesinin bitişe vardığı ana kadar geçen süre ölçülerek bulunur. Beraberlik durumunda, ikinci tur her iki atletin katılmasına engel ise iki atlet yeniden yarışır. Bu durum dışında bütün beraberlikler olduğu gibi kalır.

Sürat koşuları mesafelerine göre üç ana yarıştan oluşur:

1- 100 m koşusu
2- 200 m koşusu
3- 400 m koşusu

1 - 100 m koşusu: Sürat koşularının en kısası olup, tüm kuvvetin bir hamlede harcanmasını gerektirir. 100 m koşuları ana tribün önündeki virajsız düz parkurda koşulur. Her atlet kura ile belirlenen kendi kulvarında yarışır. İnsan hayatında önem taşıyan salise farkları 100 m koşularında çok önemli rol oynar.

1912´lerde 100 m dünya rekoru 10.6 saniye iken 1968´de Jim Hines 9.9´a, 1991 yılında ABD´li atlet Carl Lewis 9.86´ya, 1994 yılında ise Leroy Burrell 9.85 saniyeye indirmeyi başardılar. 100 m yarışlarında en yüksek hız erkeklerde 45 km/saat, bayanlarda 40 km/saat olup bu hızlara ancak 40 m´den sonra ulaşılabilir.

Atlet, ellerini çıkış çizgisinin arkasına koyarak kolları düz, kafası belkemiği ile paralel durumda, arka ayak çıkış takozunda iken, tabancanın ateşlenmesiyle ileri fırlar. Birinci adım 75 cm´i geçmez. İlk 10 m kısa ve seri adımlardan oluşur. 100 m koşucusu azami fırlayış, sürat ve adım uzunluğunu sağlayabilmek için ayak uçlarıyla koşmalı ve ayaklarını yukarıya fazla kaldırmamalıdır.

100 m´de, birincisi çıkarken, ikincisi toplanışla fule arasında, üçüncüsü de son 15-20 m´de olmak üzere üç kez nefes alıp verilir. Atletlerin bitiş çizgisini geçmeleriyle yarış tamamlanır. Tüm sürat yarışlarındaki yarış kuralları, 100 m. koşularında da uygulanır.

2 - 200 m. koşusu: 200 m koşusu, 100 m´nin devamıdır. Ancak 200 m atletleri ile 100 m atletleri arasındaki en önemli fark, nefes kapasiteleridir. 200 m´ci başlangıçta 20 m´de bir nefes alır, sonlara doğru nefes alışı daha sıklaşır.

Ayrıca 200 m´ciler, 100 m´cilerden daha yumuşak bir koşu tarzına gereksinim duyarlar. Bir de daha dayanıklı ve inatçı olmaları gereklidir. 200 m koşuları virajlı parkurda yapılır, yarış kuralları diğer sürat koşularında olduğu gibidir. Her 200 m´ci 100 m. koşabilir, ama 200 m. koşamayan 100 m. atleti çoktur.

3 - 400 m. koşusu: Bu koşuya sürat koşusu veya sprint (fırlayış) denilebilir. Bu koşular ilk kez 440 yarda olarak 20 yy. başlarında düzenlendi. 400 m, güçlü bir vücudun bile ancak teknikle koşabileceği bir mesafedir. Sürat koşucuları ve yarı mukavemet koşucuları, 400 m´yi başarıyla koşarlar.

En iyi 400 m sonuçları, normal-ritmik bir şekilde nefes alındığı ve her 100 m´nin birbirine denk hızla koşulduğu zaman alınır. 400 m. koşuları virajlı pistlerde yapılır ve bu yarışlarda ilk çıkış çok önemlidir. Yarış kuralları ve kullanılan malzemeler diğer sürat koşularında olduğu gibidir.

b) Orta Mesafe Koşuları: Orta mesafe koşuları, kısa mesafe koşuları ile uzun mesafe koşuları arasında sürat ve güç ögelerinin her ikisine de gereksinim duyulan yarışlardır. Günümüzde büyük bir gelişme gösteren ve baştan sona süratle koşulmaya başlayan orta mesafe koşularının bir diğer adı da "Uzun Sürat Koşuları"dır. Sürat koşularından farklılığı, son anda hızlanmaya olanak verecek bir tempoyla koşulmasıdır.

20. yy başlarına kadar yarım mil ve bir mil koşuları düzenlenirdi. Ülkemizin başarılı orta mesafe atletleri olarak 800 m´de Ekrem Koçak, Muharrem Dalkılıç´ı, 1500 m´de ise Mehmet Tümkan´ı sayabiliriz. Dünyada en ünlü orta mesafe koşucuları ise Finli atletler Paavo Nurmi ve Lasse Viren, Çek Zatopek ve İngiliz Sebastian Coe´dur. Orta mesafe koşuları, pist üzerinde saat yönünün tersine koşulur. Her tur sonunda vakit belirtilir. Son tura girerken ya kampana çalınır ya da havaya ateş edilir.

Orta mesafe koşuları mesafelerine göre ikiye ayrılır:

1- 800 m. koşusu
2- 1500 m. koşusu

1- 800 m. koşusu: Büyük bir efor ve sürat harcanılan 800 m. koşuları, hafif atletizm sınıfı bir koşudur. İyi bir 800 m. koşucusu dayanıklı, süratli ve çok zeki olmalıdır. Çömelerek yapılan bir çıkıştan sonra, ilk 50-60 metreyi büyük bir süratle geçmek ve ilk virajı iyi almak çok önemlidir.

Çok yorucu olan bu yarışta atletin adımları uzun, serbest ve yumuşak olmalı ve devamlı rakiplerini kontrol etmelidir. Koşucu ağzından ve burnundan nefes alabilir. Yarış taktiklerini ve süratinin derecesini bilmesinde büyük bir yarar vardır. Yarışmalarda eğer önde değilse, önde koşan koşucuya göre temposunu ayarlamalı, rüzgarı hesaba katmalı, son virajda atağa kalkmalıdır.

2- 1500 m koşusu: Bu koşu kuvvetli, dayanıklı ve süratleneceği yeri iyi bilen atletlerin başarabileceği koşudur. 1500 m koşucularının kendi vücudu ahenkli ve uyumlu olmalı, ayakların tabanı ile basarak koşmalı, nefes alma ritmi düzgün olmalıdır. Bilinen temposunu değiştirmeden korumalı, son 100-300 m´de süratlenmelidir.

c) Uzun mesafe koşuları: Uzun mesafe koşuları, finişte atağa kalkmanın orta mesafede olduğu kadar önem taşımadığı, her şeyin tempoya bağlı olduğu son derece sağlam bir yapı isteyen koşulardır. Uzun mesafe koşularında da stil ve nefes çok önemlidir. 2 m´de bir nefes alınıp verilir. Adımlar kısa ama daha serbest olup, ayaklar yere tabanla basar. Adımlar makineleşmiş bir tempoyla atıldığı için, bir diğer adı da "Araba Koşusu"dur.

Dünyada en ünlü uzun mesafe koşucusu, Finli Atlet Paavo Nurmi´dir. Nurmi, mesafeye göre "devamlı bir tempo" ile adım atmanın faydasına inanır ve koşu mesafesini turlara bölerek, her turu belirli bir zamanda geçmeyi hedeflerdi. Bu "tempo" sistemiyle 1923´te Stokholm´de 4 dk. 10 sn ile dünya rekoru kırdı. Uzun mesafe koşan diğer ünlü atletler olarak Avustralyalı Ron Clarke, Etiyopyalı aynı zamanda maratoncu Abebe Bikila ve Doğu Alman Waldener Ciepinski´yi sayabiliriz.

Uzun mesafe koşuları mesafelerine göre üçe ayrılır:

1 - 3000 m koşusu
2 - 5000 m koşusu
3 - 10000 m koşusu

1 - 3000 m Koşusu: Pistin 400 m uzunluğundaki bölümünün 7.5 tur olarak koşulduğu uzun mesafe koşusudur. Bu koşu 1982 yılına kadar bayanların en uzun mesafe koşusu iken, aynı yıl Avrupa Şampiyonası´nda bayanlar maraton da koşmaya başlamıştır.

2 - 5000 m Koşusu: Pist üzerinde yapılan bu koşu, pistte 12.5 tur olarak koşulur. İlk derecesi 1875 yılında Londra´da 17.07 ile yapılmıştır.

3 - 10000 m Koşusu: 400 m´lik oval pistte 25 tur olarak koşulur. Önde koşan atletin, arkadan gelen atlete 400 m fark yapmasına "tur bindirme" denir.

d) Bayrak Koşuları: Takımların 30 cm boyundaki tahta veya metal bir sopayı (stafeti), elden ele geçirerek ve sırayla koşarak yaptıkları yarışlardır. Takımlar 4 atletten oluşur. Eski Yunan´da ellerinde bir meşale ile yapılan bayrak koşuları, 1895 yılında ilk kez atletizm yarışmalarında yer almıştır.

Günümüzde 4´er kişilik takımlar halinde çeşitli mesafelerde koşulmaktadır. Yalnız Balkan ülkeleri arasında yapılmış ve adı "Balkan Bayrak" olarak kalmıştır. Dörder atlet arasında 800 m, 400 m, 200 m ve 100 m koşulan bir türü daha vardır. Ayrıca bir zamanlar yurdumuzda bir hayli yaygın olan "İsveç Bayrak Koşusu" da bir diğer bayrak yarış türüdür. Bunların mesafeleri de 400, 300, 200 ve 100 m´dir.

Toplu koşucular tarafından koşulan bayrak yarışlarında esas olan, koşucunun kendi mesafesini bitirdikten sonra elinde bulunan sopayı yeniden koşacak olan arkadaşına vermesidir. Eğer sopa düşürülürse, düşüren atlet yerden alır. Sopa düz ağaç veya metal bir borudan yapılmış olup, 28/30 cm uzunluğunda, 50 gram ağırlığında ve tek parçadır. Yarışlar, hareketsiz duran yarışmacıların tabanca patlatmasıyla aldıkları startla başlar.Takımlardaki dört atletin her biri yarışmanın bir bölümünde koşar, koşu sırasında elde bir sopa taşınır. Sopa değişimi 20 m´lik bir bölgede yapılır.

1964 yılında yapılan bir kural değişikliği ile; kısa mesafe bayrak yarışlarında koşucunun sopayı almak için bayrak değiştirme bölgesinin 10 m. gerisinden koşmaya başlamasına izin verildi. Ancak "çubuk değiştirmek bölgesinde" el değiştirmelidir. Bu değişim; dıştan değişim ve karma değişim diye iki şekilde olur. Dışta değişimde koşucu, çubuğu sol elinden arkadaşının sağ eline verir. Karma değişimde ise hem sağ hem sol el ile stafet değiştirilebilir. Bayrak fırlatılarak değiştirilemez. Seçmelerden sonra takımdaki oyuncu değişikliği ancak zorunlu olması durumunda doktor raporuyla yapılabilir.

Bayrak koşuları erkekler ve bayanlar için ikiye ayrılır.

1- 4x100 m bayrak yarışları: Erkekler ve bayanlar arası yapılan Olimpik Atletizm Yarışmaları´dır. 4x100 m bayrak yarışları baştan sona kulvarlarda koşulur. Çıkış yapan atlet bayrağı sağ eliyle taşır. Bayrak bir turda her 100 m sonunda olmak üzere, üç kez el değiştirir. Her kulvarda, 20 m´lik bayrak değiştirme bölgeleri işaretlenerek değişikliklerin buralarda yapılması sağlanır. Buna uymayan takımlar diskalifiye edilir. Hiçbir atlet yarışmada bir bölümden fazla koşamaz.

2- 4x400 m bayraklar yarışları: Bu bayrak yarışı da 4x100 m gibi erkekler ve bayanlar arası yapılan Olimpik Atletizm Yarışmaları´dır. 4x400 m bayrak yarışında ikinci yarışmacıdan itibaren takımlar, verilmiş olan handikaba göre 400 ya da 500 m sonunda iç kulvara geçebilirler. Yarışın kulvarda koşulmayan bölümlerinde atletler, bayrak değiştirmek için kendi kulvarlarına dönmelidirler. Atlet bayrağı verdikten sonra, hemen kulvarı terk etmeli ve arkadaki takımın atletine engel olmamalıdır. Her hangi bir takım, kasıtlı veya kasıtsız engelleme yaparsa veya bayrak değiştirirken yardımlaşırsa takım halinde diskalifiye olur.

e) Engelli Koşular: Eşit aralıklarla yerleştirilmiş engelleri aşarak, koşmaya dayanan hafif atletizm sınıfından pist ve alan sporudur. Engelli koşu 19. yy´da İngiltere´de ortaya çıkmıştır. 1920´lerde bayanlar da bu sporu yapmaya başlamıştır. 1935´de ağır ve ters çevrilmiş T biçimindeki engel yerine, L biçimindeki engellerin kullanılmaya başlaması, engelli koşuların en önemli gelişmesi sayılır.
Engelli koşularda başarı tekniğe dayanır. Engel tekniğini öğrenebilmek uzun bir çalışma, sabır ve dikkat ister. Bu da engelli koşularda az atlet yetişmesine neden olmaktadır. Engellerin kavisli ve L biçiminde olup, L´nin alt kenarı koşucuya doğru bakar. Bu tür engeller devrildikten sonra atletin ayağına takılmaz. Engeller üst kenarından merkezine 3.5-4 kg´lık bir güç uygulandığında devrilecek biçimde yapılmıştır.

Engellerin yüksekliği yarışmalara göre değişir. Her atlet kendi kulvarında koşar. Her kulvarda on engel vardır. Günümüzde engelli koşu atletleri, iki engel arasında hız koşusu tekniğinden yararlanırlar. Atlet, engellerin tam üzerinden geçmelidirler. Engeli aşarken çift kolla ileri doğru hamle yaparken iyice öne doğru eğilir, ardından da bacaklarını, hızını kesmeden yarışmaya devam etmesini sağlayacak bir biçimde de öne uzatır.

Engel koşusu sırasında atlet, ayağını veya bacağını engelin yanından geçirirse, kendi kulvarından olmayan bir engeli atlarsa, el veya ayağıyla kasıtlı olarak bir engeli devirirse diskalifiye olur. Ancak kasıtlı olmamak kaydıyla engel devirmenin cezası yoktur. Uluslar arası Amatör Federasyonu (IAAF)´nin kararına göre engelli yarış mesafeleri dörde ayrılır. Buna göre:

1- 100 m engelli bayanlar
2- 110 m engelli erkekler
3- 200 m engelli erkekler
4- 400 m engelli erkekler

1 - 100 m engelli bayanlar: 1966 yılında IAAF tarafından kabul edilen, her biri 84 cm yüksekliğinde on engelin yer aldığı tamamen teknik bir koşudur. İlk engele kadar olan mesafe 13 m, engeller arası 8.5 m´dir. Son engel ile bitiş çizgisi arası 10.5 m´dir. Her yarışmacının ayrı bir kulvarda koştuğu bu yarış, 1972 Olimpiyat Oyunları´nda 80 m yarışının yerini almıştır.

2 - 110 m engelli erkekler: Olimpiyat yarışmalarına dahil olan erkekler arası bir koşu olup, engellerin üzerinden düzgün bir hızla ve ahenkle geçmeyi gerektirir. 110 m engellide günümüzün en büyük ismi Birleşik Amerikalı Greg Foster´dır. 1983-1987´den sonra 1991´deki Tokyo Dünya Şampiyonası´nda elde ettiği 13.06´lık rekorla en büyük olduğunu kanıtladı.

Bu yarışmalarda her biri 106.7 cm yüksekliğinde on engel vardır. İlk engele kadar olan mesafe 13.72 m´dir. Engeller arası mesafe 9.14 m´dir. Son engelle bitiş arası 14.2 m´dir. İlk engele 7-8 adımla gelinir. Engel aralarının iniş - çıkış hariç, üç adımda geçilmesi yarışmacı için avantajlı bir durumdur.

3 - 200 m engelli erkekler: Olimpiyat yarışmalarına dahil olmayan bir koşudur. On engelin her biri 76.2 cm yüksekliğinde olup, 18.29 m arayla yerleştirilmiştir. Çıkış yeri ile ilk engel arasındaki mesafe 18.29 m olup son engel ile bitiş çizgisi arası 17.10 m´dir.

4- 400 m engelli erkekler: Olimpik karşılaşmalara dahil, teknik olarak çok ekonomik olan, vücudun daha az yatırıldığı 110 m engelliye göre sürati daha düşük bir koşudur. 400 m engelli koşu atletin, atletik yeteneklerini ortaya koyduğu bir koşudur. Ritm ve fulelerin uzunluğu son derece önemli olup, ilk engele 21-22 fule ile vararak, diğer engel aralarını 13-17 fulede aşmak, en ideal olanıdır. Atlet, engel aralarında kaç adım atacağını önceden tespit etmelidir. Bu koşularda engel yüksekliği 91.4 cm olup, 35 m arayla on engel yerleştirilmiştir. İlk engele kadar olan mesafe 45 m, son engel ile bitiş çizgisi arası 40 m´dir. Atlet kendi kulvarında yarışır.

Ayrıca 1976 yılından beri erkek atletlerin yanısıra bayanlar arasındaki yarışmalarda engellerin yüksekliği 76.2 cm olup, diğer ölçüler erkeklerarası koşularda olduğu gibidir. 400 m engelli, 400 m düz yarışlarına göre daha kolay izlenir. Bütün kulvarlarda her engel, başlangıç çizgisinden eşit uzaklıktadır. Aynı sıra numaralı engeli ilk aşan atlet önde gidiyor demektir.

f)Engelli / Hendekli: Olimpik hendekli koşusu 3000 metre koşulan ve erkekler arasında yapılan bir yarışmadır. Hendek yarışının parkurunda 28´i kuru, 7´si sulu 35 engel bulunur. Yarışmacılar engellerin üzerine basıp geçebilirler ya da atlayabilirler. Engellerin arası ortalama 78 m olup, yüksekliği 91.1-91.7 cm, genişliği 3.66 m, ağırlıkları ise 80-100 kg´dır. Çarpıldıklarında yıkılmayacak biçimde olup, en içteki üç kulvara yerleştirilmişlerdir. Her iki uçlarında 120-140 cm arası tabanlar vardır.

Başlangıç noktasından itibaren 270 m´ye kadar hendek yoktur. Her turda 5 engel bulunur. Bunlardan dördü kuru, biri suludur. Su hendeğinin genişliği ve uzunluğu 3.66 m, engele en yakın su derinliği ise 70/75 cm´dir. Yarışmacılar su engelini aşarken engelin üstüne basabilir. Su hendeğinin önündeki engel, kımıldamayacak biçimde hendeğe yerleştirilmelidir. Bir hendek koşucusu; engelin yanından geçerse, su engelinin üzerinden veya içinden geçmezse, ayağını veya bacağını engelin yanından geçirirse diskalifiye olur.
Yol yarışları

a) Maraton: Atletizmde en uzun mesafeli (42.195 m), sert tabanlı yollarda gidiş dönüş olarak yapılan mukavemet koşusudur. Adını eski Yunanistan´daki Marathon Savaşı´ndan aldı. İlk kez 1896´da düzenlenen Atina Olimpiyat Oyunları´nda koşuldu, 1924 yılında 42.195 m olması benimsendi. Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu 1992 yılından itibaren 21.100 m´de yarı maraton Dünya Şampiyonası düzenlemeye başladı.

Maraton parkurları aynı nitelikte olmadığı için dünya rekoru kaydı tutulmaz. Sadece en iyi derece vardır. Türkiye´de maraton, ilk kez 1937´de resmi yarışmalarda yer aldı. 1970´lerde bayanlar da resmen yarışmalarda yer almaya başladı. Uluslararası popüler yarışma olarak Boston Maratonu, Türkiye´de ise 1979´dan beri yapılmakta olan Asya-Avrupa Maratonu gösterilebilir.

Maraton koşularında yalnız bacaklar kollar değil, karın kasları dahil vücudun bütün kasları hareket eder. Maraton koşularında çıkış ve bitişler genellikle stadyum içinde olursa da bu şart değildir. Ana yollar üzerinde koşulan bu yarışmalarda trafik ekipleri de görev alır. Yarışma öncesi her atletin sağlık kontrolünden geçmesi ve koşar raporu alması zorunludur.

Mesafeler kilometre ve mil olarak yol boyunca gösterilir. Her 5 km´ye yerleştirilen resmi yiyecek - içecek merkezlerinde atletlerin istedikleri yiyecekler ve içecekler bulundurulur. Bir maraton koşucusu koşu sırasında 3000 kilo kalori kadar enerji harcar. Eski yıllarda atletler, yiyeceğe fazla önem vermelerine rağmen son zamanlarda sadece suyla ağızlarını çalkalayıp yüzlerini ve başlarını ıslatmakla yetinmektedirler. Yollar üzerinde yapılan yarışmalarda parkur, koşu çizgisi boyunca ölçülür. 50 m´den fazla fark kabul edilmez.

b) Yürüyüş: Bir spor dalı olarak yürüyüş, adımların zeminle temasını kaybetmeden hızla ilerlemeye dayanan, Olimpiyat Oyunları´nda yer alan, hafif atletizm dalında bir spordur. Yürümek ile yürüyüşü birbirine karıştırmamak gerekir. Yürüyüş başlı başına bir spor olup, kuralları, tekniği ve taktiği olan, karın adalelerinin yardımıyla ayaklar ve bacaklarla yapılan, kollarla dengelendirilen bir ilerleme hareketidir.
Yürüyüş sporu ilk kez 1867 yılında İngiltere´de yapılmış, 1908 yılında 16.090 m olan mesafe daha sonra 10 km´ye inmiştir. 1948 yılında ise pistte 10 km, yolda 50 km olarak belirlenmiştir. 1956 yılından itibaren de yarışmalar bu mesafede yapılmaktadır. Türkiye´de 1940 yılında Robert Koleji´nde yapılan atletizm yarışmalarında, 1500 m yürüyüş yarışması yer almasına rağmen, ilk resmi yarışmalar 1952 yılında İstanbul´da yapılmaya başladı. İlk yürüyüş yarışması 10 km üzerinden Fenerbahçe stadında yapıldı.

Bu yarışmalarda yer alan ilk Türk atletleri Selahattin Yıldız, Vartan Avukyan ve Isak Franco´dur. Gerek pistte ve gerekse yollarda yapılan yürüyüş sporunda ayaklar, zeminle temasını kaybetmemeli, öne doğru atılan ayak topuğu, diğer ayak yerden kalkmadan yere temas etmelidir. Önce zemine ayak topuğu, sonra taban, sonra da ayak değer. Bu da ayakların kalçadan hareket ettirilmesi ile mümkün olur. Yürüyüş sporu yapanların giydikleri ayakkabılar, zorlanmaya dayanıklı ve hafif olmalıdır. Ayakkabı bantlarının mafsalları koruyacak şekilde ve ökçeye doğru kama şeklinde bir artımı vardır. Taban kalınlığı 13 mm´yi geçemez. Topuk ise tabandan 13 mm daha yüksek olabilir. Yürüyüşçüler genellikle beyaz güneş şapkaları ve güneş ışınlarını yansıtan açık giysiler kullanırlar. Kalın çorap giyerler.

Yürüyüş yapanların bacak ve baldır kasları çok gelişir. Bu spor kan dolaşımını hızlandırır, adaleleri geliştirip iç organların çalışmasını düzene sokar. Yürüyüş yarışmalarında da koşularda olduğu gibi adım uzunluğu ve saniyedeki adım sayısı çok önemlidir. Diğer önemli noktalar; ayakların düz bir hat üzerinde hareket etmesi bacakların temposudur.

Yürüyüşte iki stil vardır.

Birincisi Avrupa Stili olup, atletler çok kuvvetli kol hareketi içeren bir stil uygular.

İkincisi de Meksika Stili olup, atlet baş, omuz ve gövdesini sallayarak yürür.

Yollar üzerinde yapılan yürüyüş yarışmalarında yarışmacıların güvenliği sağlanmalıdır. Yarışmalarda 5 km aralıklarla içecek istasyonları bulunur. Organizatör ya da atletlerin kendi sağladıkları bu içecek- yiyecekler, atletlerin kolayca bulabileceği ve ellerine verilecek biçimde yerleştirilir. 20 km´den sonra yalnız su sağlayan istasyonlar vardır. Yürüyüş yarışları hem pistte hem de yolda yapılabilir.

Olimpiyat Oyunları´nda yer alan yürüyüş yarışmaları 20 ile 50 km üzerinden yapılır. 50 km olan yarış, maratondan 8 km daha uzun olup, en uzun mesafe yarışıdır. Bayanlar 10 km üzerinden yürüyüş yarışmalarına katılırlar. Dünya Kupası için IAAF´nin belirlediği yürüyüş yarışması, erkekler için "Lugono Kupası" ve bayanlar için "Lochboın Kupası"dır. Yarışmalarda yarışmacının yürüyüş biçimini, yarışın herhangi bir anında kurallara uyup uymadığını kontrol etmekle görevli, her atlet için birisi lider olmak üzere üçer hakem bulunur.

c) Kır Koşuşu: Kırsal alanlarda inişli-çıkışlı toprak üzerinde yapılan uzun mesafe koşusudur. Kros olarak da bilinir. İlk uluslar arası yarışma Fransa ile İngiltere arasında 1898´de yapılmıştır. 1903 yılında İngiltere, İrlanda ve İskoçya´nın katılımı ile başlayan şampiyonaya daha sonra diğer ülkeler de katılmıştır. 1924 yılında yaz yarışmalarına uygun olmadığı için Olimpiyat Oyunları´ndan çıkarılmıştır.

1962 yılında IAAF, uluslar arası kuralları yeniden belirlemiş, 1967´de ilk kez bayanlar arası kır koşusu düzenlenmiştir. ABD´den erkeklerde Pat Porter, ard arda 8 kez kazanarak, kır koşusunda ulaşılması güç bir rekor sahibi olmuştur. IAAF´nın belirlediği uluslar arası yarışmanın standart mesafesi, erkekler için 12 km´dir. Kır koşusu, belli bir pistten düzenlenmediği için dünya rekoru tutulmaz. Bu koşuya katılacaklar sıkı bir sağlık kontrolünden geçirilmeli, kalp ve ciğerlerinin sağlam olmasına özellikle dikkat edilmelidir. Kır koşusu, bir kış sporu olup, her türlü hava koşullarına katlanan atletlerin, azim ve iradeleri ölçülür ve atlerler yaz oyunları için hazırlanma fırsatı bulurlar.

Atleler yün şapka ve eldiven kullanıp, her zemine uyum sağlayan "waffle" tipi sentetik tabanlı ayakkabılar giyerler. Kır koşuları, bireysel yarışlar ve takım yarışları biçiminde yapılır. Takım koşularında her takım 6-9 atletten oluşur. Bu takım yarışlarında kaç sporcunun puanlarının değerlendireceği önceden belirlenir. Belirlenen sayıda en az kötü puanı alan takım, yarışı kazanır.

Kır koşularının bir değişik türü de bayraklı kır koşusudur. Bu yarışlarda bayrak yerine koşucu, koşacak olanın eline dokunur. Kır koşularında koşu yönünün sol tarafından kırmızı, sağ tarafına beyaz flama dizilir. Gerekli noktalarda kontrol için hakem bulundurulur. Yarış sonunda çit veya iple belirlenen ve tüm koşucuların teker teker geçebileceği, huni biçiminde bir finiş tüneli vardır. Tüm yarışmacılar bu tünelden geçerken, hakemler tarafından numaralanarak bitirme dereceleri yazılır.

d) Yol Koşusu: Kış koşularının değişik bir türü olup, şehir içindeki ana cadde ve sokaklarda koşulur. Türkiye´de ilk kez 1922 yılında Fatih ile Harbiye arasında koşuldu. Şehir trafiğinin yoğunlaşması bu koşulara olan ilgiyi azaltmasına karşın, Ankara´da yapılan 2000 yılında 65 ncisi. düzenlenen "Büyük Atatürk Koşusu", 10 bin 500 m´lik bir sokak koşusu olarak yapılmaya devam etmektedir.

Ayrıca Hürriyet Gazetesi tarafından düzenlenen "Dedeler Yarışı"da, 1980 yılından beri bir sokak koşusu olarak sürdürülmektedir. (50-55, 56-60, 61-65 ve 66 ve daha üstü yaş gruplarında). Bir diğer sokak yarışı da Asya - Avrupa Maratonu ile yapılan halk koşusudur.
 

Birleşik Yarışlar

Bir diğer adı da Kombine Yarışlar olan bu yarışlar, koşma, atma ve atlamalardan meydana gelir. MÖ. 8. yy´dan itibaren atletizm müsabakalarında yer almaya başlamış olup, öncelere beş dalda iken, sonraları İskandinav ülkelerinin öncülüğü ile 10 dalda yapılmaya başlandı. Birleşik yarışlar dekatlon ve heptatlon diye ikiye ayrılır. Günümüzde dekatlon ve heptatlon yarışmaları bir bütün olarak görülmektedir. Atletlerin iki gün süren bu yarışmalara bedensel ve ruhsal yönden çok iyi hazırlanmaları gerekir. Birleşik yarışlar ikiye ayrılır. Buna 1981 yılından beri koşulmayan pentatlonu da bilgi sahibi olmak amacıyla ekleyebiliriz.

a) Dekatlon (10´lu yarışma/erkekler)
b) Heptatlon (7´li yarışma/ bayanlar)


a) Dekatlon (10´luu yarışma) : Sürat, kuvvet, ve beceri isteyen karışık yarışmalardır. İlk kez 1884 yılında Amerika´da uygulandı, 1912 yılında Stockholm Olimpiyat Oyunları ile oyun programına dahil edilmiş ve bundan sonra da giderek önem kazanmaya başladı.
Dekatlon, erkekler arasında yapılan on yarışma dalından oluşan birleşik yarışlardır. İki gün süren bu yarışmalarda birinci gün; 100 m, uzun atlama, gülle atma, yüksek atlama ve 400 m koşulur. İkinci gün; 110 m engelli, disk atma, sırıkla atlama, cirit atma ve 1500 m koşulur. Bir de 5 yarışma dalından oluşan (uzun atlama, cirit atma, 200 m, disk atma ve 1500 m) ve bir günde yapılan beşli yarışmalar vardır.

Atletizmin programında olduğu gibi, hiçbir atletin bu kadar sıkı, yorucu ve uzun süre antreman uygulaması gereken spor dalı yoktur. İyi bir dekatloncu olmak için en az beş yıl yarışmak gerekir. İyi bir dekatloncunun on yarışma dalında da dengeli bir ortalama tutturması; oyun süresince yetenekli, kararlı ve adele yönünden hazır olmasına bağlıdır.

Dekatlon atletleri çeşitli koşu, atma ve atlama ayakkabıları, ölçüm tabloları koyabilecek büyüklükte bir çantayı yanlarında taşırlar. Ayrıca ısınmak ve dinlenmek için uyku tulumu ve battaniye de yanlarında bulundurabilirler. Yarışlar listedeki düzene göre yapılır. Herhangi bir yarışa girmeyen bir yarışmacı, yarışı bütünüyle bırakmış sayılıp elenir.

Pist yarışlarında da üç hatalı çıkış elenme nedenidir. Her alan yarışında yarışmacının üç hakkı vardır. Yarışmalarda sadece bir tür vakit ölçme aleti kullanıldığında zaman, değerlendirme puan cetvelinde saniyenin 1/100´üne kadar yapılır. IAAF´nin belirlediği tabloya göre puanlama yapılır.

Puanlar, atletin koştuğu dereceye, atladığı yüksekliğe, atma ve atlama uzunluğuna göre verilir. En çok puan toplayan atlet yarışmaların birincisi olur. Puanların eşit olması durumundan, branşların çoğunda, en yüksek puanı alan atlet birinci gelir. Eşitlik yine bozulmazsa, bireysel branştaki en yüksek puana bakılır.

b) Heptatlon (7´li yarışma): Dekatlon gibi sürat, kuvvet ve beceri isteyen, bayanlar arasında yapılan ve yedi daldan oluşan kombine yarışmalardır. Bugüne kadar yarışma sayıları, türleri ve sıraları çeşitli değişikliklere uğradı.

1920´lerde Almanya ve Rusya´da üç ve beş dallı yarışmalarla başladı. 1964 yılında Olimpiyat Oyunları´nda 5´li yarışma pentatlon olarak yer aldı. 1981 yılından itibaren heptatlon, çok yarışmalı dal olarak bugünkü şeklini aldı.

Atletizmin en zor branşlarından biri olan heptatlon, yurdumuzda henüz tam anlamıyla yapılamamaktadır. Bu zor sporda atlet olmamasının yanısıra, atletizm salonunun olmaması da önemli bir etkendir.

Yedi yarışma dalından oluşan heptatlon yarışmalarında birinci gün; 100 m engelli, gülle atma, yüksek atlama ve 200 m koşulur. İkinci gün; uzun atlama, cirit atma ve 800 m koşuları yapılır. Kurallar ve derece ölçümleri dekatlonda olduğu gibi IAAF tarafından belirlenmiştir.

 

 

 

 

 

 

ATLAMA BRANŞLARI


Atletizmin bir dalı olan atlamalarda, gerek yüksek ve sırıkla yüksek atlama, gerekse uzun atlama, bir koşu sonunda sıçrama ile yapılır. Atlamalar 4 bölümden oluşur:

1- Yüksek atlama
2- Uzun atlama
3- Üç adım atlama
4- Sırıkla atlama

Uzun ve üç adım atlamada yapılan derecenin rekor olabilmesi için arkadan esen rüzgarın hızının saniyede 2 m´yi geçmemesi gerekir.

a) Yüksek atlama: Koşarak hız kazandıktan sonra sağlam iki dik sehpanın arasındaki çıtanın üzerinden atlayarak yapılır. Bu atlamada prensip vücudun çıtanın üzerinden düşürmeden geçmesidir. Yüksek atlamayı diğer yarışmalardan ayıran özellikler üç tanedir. Birincisi mesafe dikey olarak ölçülür, ikincisi başarı ve başarısızlık belirli bir yükseklikteki çıtayı aşmaya bağlıdır, üçüncüsü ise atlet başarılı olduğu sürece sayısız deneme hakkına sahiptir.

Bu spor dalında başarılı olmak için, bacak adalelerinin doğal bir yaylılık ve tempo kuvvetine sahip olması, vücudun dirençli ve uyumlu olması gerekir. Boy faktörü sanıldığının tersine avantaj oluşturmaz. Atlama alanı olarak kullanılan, çıkış noktası ile yarım daire şeklinde olan hızlanma sahasının uzunluğu, 15 m´den az olamaz. Atlama sehpası, sert ve bükülmez ağaçtan veya madendendir.

Aralarındaki mesafe 3.66-4.02 m´dir. Atlama çıtasının uçları kare, üçgen veya yuvarlak olabilir. Ağırlığı 2 kg´ı geçemez. Sehpa üzerindeki çıta, yarışmacının dokunduğu zaman kolayca düşecek biçimde yatay durumdadır. Çıtanın arkasında süngerle doldurulmuş düşme minderi, en az 5x4 m boyutunda ve yeterli kalınlıktadır. Kullanılan malzemelerin başında, topuğu korumak için plastik ve lastik çivili ayakkabıları sayabiliriz. Topuğun kalınlığı 6 mm´yi, taban kalınlığı da 13 mm´yi geçemez.

Atlamadan önce hız kazanabilmek için koşulması gerekir. Atlayıcı, 7-11 adım arası yaklaşma koşusunu, 30-40 derecelik bir açı ile giderek hızlanan bir koşu temposi ile yapar. Atlayıcı, çıtaya çok yakın basarak sıçramalıdır. Sıçrayış tek ayakla ve geriye alınmış vücudun gergin bacak üzerine alınmasıyla başlar. Çıta üzerine gelince vücudun ekseni etrafından dönmesi, başın göğüs hizasına alınması ile sürer.

Önce dış kol ile savunma bacağının mindere değmesi, sonra da gövdenin kalça ile omuz üzerinde dönüşüyle atlama tamamlanır. Yüksek atlamada yarışmacının uyması gereken en önemli kural; sıçramada tek ayağını kullanmasıdır. Yüksek atlamada yarışmacılar elk atlayacakları yüksekliği kendileri seçerler. Alt sınırın yukarısında olmak kaydıyla herhangi bir yüksekliği atlamadan geçebilirler.

Başarılı olduğu sürece sayısız deneme hakkına sahiptirler. Ancak birbirini izleyen üç başarısız atlama denemesi yaptıklarını elenirler. Atlanan yükseklik, dik olarak yer ile çıtanın üst kenarının en alt kısmını içerir. Bir rekor durumunda yükseklik, atlamadan sonra yeniden ölçülür. Kazanan atlet elenmeyen son atlettir.

Beraberlik durumunda, söz konusu yüksekliğin üç deneme hakkından en azını kullanarak geçen kazanır. Bu durumda da beraberlik bozulmazsa toplam atlayışı en az olan kazanır. Kullanılan araçların ve atlama alanının düzenli olması atlayışın kurallara uygunluğu ve yüksekliğin ölçülmesi iki veya üç hakem tarafından sağlanır. Yüksek atlama sporu yapan atlayıcıların kullandıkları atlama stilleri 4 tanedir.

1- Scissor (makaslama)
2- Straddle ve Dive Staddle
3- Fosbury Flash
4- Kalifornia (Western Roll)

Bunlardan en popüler olanları Straddle (Binme) ve Fosbury Flash teknikleridir. Straddle´da atlet yüzü aşağıya bakar biçimde, vücudunu çıtanın etrafında döndürerek atlar. Fosbury Flash tekniğinde ise atletin çıtayı önce başı geçer ve omuzlar üzerine düşülür. Kısa zamanda öğrenilmesi ve göze hoş görünmesi Fosbury Flash tekniğini popüler kılmaktadır. Yarışmacı atlama sırasında iki ayağının üzerinde sıçrarsa, çıtayı aşmadan düşerse, atlama anında çıtaya çarpar desteklerinden düşürürse başarısız sayılır.

b) Uzun atlama (Tek adım atlama) : Tek sıçrayışta en uzak mesafeye ulaşmaya dayanan pist ve alan sporudur. Olimpiyat yarışmalarında yer alan uzun atlama, 1896 yılından bu yana erkekler, 1948´den beri de bayanlar tarafından yapılmaktadır. 1991 yılında Tokyo´da düzenlenen Dünya Atletizm Yarışması´nda Mike Powell, 8.95´lik atlayışla Bob Beamon´a ait 23 yıllık rekoru kırarak, ulaşılması güç bir derecenin sahibi oldu.

Uzun atlama yaklaşık 45 m´yi bulan hız alma mesafesinden koşularak, zemin hizasındaki gerileme sahasını geçmeden kum havuzuna atlanılarak yapılır. Bu spor dalında başarılı olmak için atletler süratli koşu, sprintler, yüksek atlama, ayaklarını ve baldırını kuvvetlendirici idmanlar ve cimnastik hareketleri yaparlar ve koşuya tam anlamıyla ısındıktan sonra başlarlar.

Atlama alanı olarak kullanılan koşu pistinin en az 1 m ilerisindeki atlama havuzundaki kum, yarışmalardan önce nemlendirilir. Kum havuzunun boyutları en az 2.75x10 m´dir. Her atlayıştan önce atlama çizgisi ile aynı seviyede olması sağlanır. Atlama sırasında kullanılan tahtadan yapılan atlama tahtası, koşu yoluyla eşit düzeyde olacak şekilde toprağa gömülür.

Atlama tahtasının ön kısmına da adım hatalarının belirlenmesi için macun döşenir. Yarışmacının kullandığı malzemeler, koşu elbisesi olarak eşofman ve plastik çivili ayakkabılardır. Koşuya, ayaklar bitişik, hafif koşu ritmiyle başlanır. Son hıza basma tahtasına yaklaşıldığında ulaşılması ve tahtaya iyi bir şekilde basılması önemlidir. Sıçramayı takiben dizler kolların altına çekilip, uçuş yapılır. Bunu ayaklar üzerine ileri doğru denge temin edilerek düşme izler.

Uzun atlamalarda atletlerin altışar deneme hakları vardır. Atlayıcının ayağı basma tahtasını geçerse, bu deneme ölçülmez. Atlayışın geçersiz olduğunu bildiren kırmızı bayrak hakemler tarafından kaldırılır. Hakemler hataları gözlemek, atlama yerini işaretlemek, atlamayı ölçmek ve yarışmacıları toplamakla görevlidirler.

Hakem sayısı her yarışma için değişiklik gösterir. Ölçüm, basma tahtası ile atletin kum havuzundaki en yakın izi arasındaki mesafe esas alınarak yapılır. Ölçülen uzunluk, alttaki en yakın cm´ye indirgenerek yazılır. Uluslararası yarışmalarda üçer atlayışlık eleme turlarında en iyi dereceyi yapan sekiz atlet yeniden üçer atlayış daha yapar. Final olarak adlandırılan bu atlayışlarda kazanan atlet, en iyi dereceyi yapan atlettir.

c) Üç adım atlama: Üç adım atlama; sıçrama, adım atma ve atlama biçimindeki üç ayrı kesintisiz hareketin ard arda yapılarak, en uzak mesafeye ulaşmaya dayalı pist ve alan sporudur. 1896´dan beri olimpiyatlarda yer almakta olup, ilk oyunlarda iki sıçrama, sonraları tek sıçrama biçimini aldı.

Günümüzde üç adım atlama, hız mesafesi uzun atlamada olduğu gibi 45 m´dir. Burada da atletler uzun atlamada olduğu gibi süratli koşu ayak ve baldırları kuvvetlendirici egzersiz ve cimnastik hareketleri yaparlar. Koşuya tam anlamıyla ısındıktan sonra başlarlar.

Sadece üç adım atlayıcı, tek adımcıdan daha alçak sıçramalar yapar. Güç ve denge rüzgara karşı durmak için en gerekli şeylerdir. Atlama saharı olarak kullanılan atlama havuzu ve atlama tahtası, uzun atlamadakinin aynısıdır. Yalnız üç adım atlamada, atlama havuzu ile atlama tahtasının arası en az 11 m´dir.

Günümüzde üç adım atlamalarda, süratle atlayan ve sıçrama kuvvetine sahip olanların kullandığı De Silva tekniği ile az süratli olanlar tarafından kullanılan Ortadoğu tekniği tercih edilir. Tek adımın aksine, üç adımda basmadan önce fazla sürat önemli değildir. Sıçrama, çabuk ve koşu yönünde olup tek adımdan daha alçak olmalıdır. Yarışmacı tek ayağı üzerinde havalanır ve aynı ayağının üzerine iner. Bunu yerde atılan ikinci uzun bir adım izler. Adım için diğer ayağının üzerine düşmelidir. Bu süre içinde yarımacı koşu alanındadır. Üçüncü ve son atlamayı yapıp iki ayağıyla havuza düşer.

Üç adım atlamalarda da atletlerin altışar hakları vardır. Altı hakkında en iyi dereceyi yapan birinci olur. Atletler, atlayış sırasında yanlış ayağıyla, kasten yere dokunursa atlayış geçersiz olur. Diğer kurallar uzun atlamadakilerin çok benzeridir.

d) Sırıkla atlama: Yatay bir çıtanın üstünden bir sırık yardımıyla atlamaya dayanan bir atletizm dalıdır. Atlama branşlarının en zoru olan sırıkla atlama, yardımcı araç kullanılarak yapılan bir spordur. 19. yy. ortalarından beri spor yarışmalarında yer almaktadır.

Ukraynalı ünlü sırıkçı Sergei Bubka, 1991 yılında dördü pistte (6.10), dördü de salonda (6.12) olmak üzere sekiz rekor kırıp, toplam dünya rekoru sayısını yirmi sekize çıkararak, sırıkla atlamanın en büyüğü olduğunu kanıtladı. Günümüzde sırıkla atlama, atlama noktasına 45 m uzunluğundaki bir pistten koşularak yapılır.

Bir çeşit akrobasi hareketi olan sırıkla atlamada, atletin başarılı olması için güçlü kollarının olması gereklidir. Uzun boylu olmak ayrıca büyük bir avantajdır. Uzun boylular, yükselişlerde üst tutuşu kolay yaparlar, enerjilerini daha ölçülü kullanırlar ve kollarla yapılan çekişlerde daha başarılıdırlar. Ayrıca rüzgar da önemli bir etkendir.

Sırıkla atlamada kullanılan en önemli malzeme atlama sırığıdır. Atletler yaklaşık 5 m uzunluğunda, 2 kg ağırlığında, cam elyaflı fiberglass sırık kullanırlar. Bu sırıklar atletlerin boylarına ve ağırlığına göre değişiklik gösterebilir. Ancak uzunluğu ve ağırlığı konusunda bir sınırlama yoktur.

Sırıklar hafif eğimli olup, elle iyi kavranabilmesi için altından ve üstünden bantla sarılmıştır. Koşu pistinin ucunda sırığı dayamak için toprağa gömülü sırık sandığı vardır. Atlet bu sırıkla havaya yükselerek iki direk arasındaki metal çıtayı aşmaya çalışır.

Sırığı, 2.2 kg ağırlığındaki metal çıtayı geçerken bırakır ve 1 m yüksekliğindeki özel mindere düşer. Sırıkla atlayan atletler, topuklarında süngerli lastik bulunan ya da bu atlayışlar için özel olarak hazırlanmış ayakkabılar kullanırlar. Bu ayakkabılar aynı zamanda ayak bileklerini de koruyucu özellik taşırlar. Atletler, sırığı el altı veya el üstü pozisyonu olarak adlandırılan iki ayrı biçimde taşırlar, 16-22 adım arası olan yaklaşma koşusuna başlar. Bu koşu yavaştan, hızlıya doğru olup, aynı tempo korunur. En yüksek hıza sıçrama noktasında ulaşılır. Sırığın saplama çukuruna yerleştirilmesini, yay gibi gerilen sırığın ucunda atletin havaya yükselmesi izler.

Bunu takiben eller ve ayaklar uzatılmış durumdayken sallanış hareketi başlar. Sallanmayı vücudu yükseltecek olan çekme hareketi izler. Bu sırada sırıkçının sırtı yere doğru olup, sırıkla daha yükselmek için itme hareketine geçer. Çıtayı geçeme sırasında önce sol elini, sırıktan çekerek sağ eliyle ittiği sırığı bırakır. Düşüşün ayaklar üzerine, konmanın da uzun oturuş vaziyetinde, kalça üzerine olduğu iniş hareketiyle atlama tamamlanır.

Sırıkla atlamalarda atlet, her yükseklik için üç atlama hakkı kullanır. Atlayıcı tespit edilen en az yüksekliğin arttırılmasını isteyebilir. Bir atlet ard arda üç başarısız atlayış yaparsa elenir. Yarışmacı isterse bir ya da iki başarısız atlayıştan sonra kalan atlayış hakkını, daha yüksek bir çıtada deneyebilir. Atlama sırasında sırık kırılması hata sayılmaz.

İkisi araç-gereçleri hazırlayıp atışları kaydeden biri de gerilmeyi gözleyip, yarışmacılarla ilgilenen üç görevli hakem vardır. Ölçüm yerden dik olarak, çıtanın üst kenarının altı kısmına kadar yapılır. Her seriden ve rekor duyurusundan sonra yükseklikler ölçülür. En yüksekten atlayan yarışmayı kazanır. Aynı dereceyi paylaşan iki atlet olursa, en son yüksekliği en az denemede aşan, yarışma boyunca çıtayı en az düşüren ya da en az deneme yapan atlet birinci olur.

 

 

 

 

 

 

ATMA BRANŞLARI


1-Gülle Atma:

Gülle Erkeklerde; 7.260 kg Ağırlığında ve 110-30mm çapında , bayanlarda ; 4kg ağırlığında ve 95-100mm çapındadır. Gülle Atma Branşı 2.13,5 mt. çapında bir dairenin içinde, kurallara uygun şekilde atılmak zorundadır (bayanlar ve erkeklerde aynı).

Gülle Atma Tekniği: İki değişik teknik uygulanabilmektedir. 1. teknik kayarak yapılırken, 2. teknik dönerek yapılmaktadır. Atıcının sırtı atış yönüne dönüktür, vücut ağırlığını sağ bacak üzerinde toplarken sol ayak yukarı kaldırılır. Geriye doğru kayma hareketi yapılır sol ayak takoza dayanır. Sol kol geniş bir açı ile atış yönüne doğru açılırken, sağ ayak atış yönüne doğru çevrilir ve gülle omuzdan ileri doğru itilerek atılır.

Bütün Zamanların En İyi Üç Bayan Güllecisi

Nadezhda CHİZHOVA(URS): 1972 yılında olimpiyatlarda altın madalya kazandığında 21 metrelik barajı aşarak bir ilki gerçekleştirmiştir.

Randy MATSON (ABD): Onun 22:63 metrelik Dünya Rekoru bugüne kadar kimse tarafından kırılamamıştır. Ayrıca Dünya ve Olimpiyat Şampiyonudur.

Astirid KUMBERNUS (ALM): İyi bir yarışmacı olan KUMBERNUSS, 1996´da Olimpiyat Şampiyonu olmasının yanı sıra Dünya Şampiyonluğunu üç kez kazanmıştır.

Bütün Zamanların En İyi Üç Erkek Güllecisi

Parry O´BRİEN(ABD): 1952 ile 1956 yılları arsında tam 116 yarışmayı kazanmıştır.10.8 ´lik 100 metre erkekler derecesiyle iki Olimpiyat Şampiyonluğu kazanmış, 18-19 metreyi atan ilk gülleci.

Rady MATSON (ABD): 1968 yılında , 21.52´lik derecesiyle kendisinden sonrakilere yaklaşık bir metre fark atarak Olimpiyat Şampiyonu oldu.

Werner GÜNTHÖR(İSVİÇRE): Beş yıl ard arda 22 metrenin üzerinde atış yaparak tarihe geçmiştir.

2-Disk Atma :

Erkeklerde 2kg ağırlığında , 219-221mm çapında,bayanlarda 1kg ağırlığında ve 180-182mm çapında olup, 2.50mt çapında bir daireden atılır.

Disk Atma Tekniği: Başlarken bacaklar omuz genişliğinde açık sırt atış yönüne doğrudur . Sporcu sağ kolunu geriye doğru açar, aynı anda dizlerin üzerine çökerek bacak hareketleri başlar. Sol bacak geriye doğru çevrilir ve ağrırlık sol ayakta toplanır. Sağ ayak savurma hareketi ile sol ayağın önüne geçer dairenin orta noktasın yerleştirilir ve arkasından sol ayak sağ ayağın arkasın yerleştirilir. Bu hareketler sırasında diski tutan kol geride tutulur.Sol kol geniş bir açı ile atış yönüne doğru açılır, sağ bacak atış yününe doğru çevrilir ve sağ kol ileri doğru uzatılarak atış tamamlanır.

Bütün Zamanların En İyi Üç Erkek Diskçisi

Al OERTER (ABD): 12 yıl içerisinde dört altın madalya kazanarak bütün olimpiyatların en iyi yarışmacılarından biri olmuştur. 1980 yılında 69.46´lık derecesini atıp dünya rekorunu kırdığında 43 yaşındaydı.

Jürgen Schult (ALM): Olimpiyat,Dünya ve Avrupa Şampiyonu olmuştur. 1986 dan beri 74.08m´lik derecesiyle dünya rekorunun sahibi olan Schult dünyanın en iyi sporcularından birisidir.

Lars RİEDEL (ALM): 1996´da Olimpiyat Şampiyonu olan Riedel ard arda dört dünya şampiyonluğu elde etmiştir.(2.80m boyunda bir atletti)

Bütün Zamanların En İyi Üç Bayan Diskçisi

Lia MANOLİU (ROM): 1972 yılında kendisinin beşinci olimpiyatı olan yarışmaya altıncı bir rekor kırmak için gittiğinde bütün olimpiyat şampiyonu bayanların en yaşlısıydı.( 36 yaş)

Faina MALNİK(): 1972 Olimpiyat Şampiyonu Melnik 1971-1976 yılları arasında 11 dünya rekoru kırmış ve 70.20m´lik dereceyle 70m´yi geçen ilk bayan sporcudur.

Evelin JAHL(GDR): 1976 yılında ilk olimpiyat şampiyonluğunu kazandığında sadece 20 yaşındaydı ve dört yıl sonra tekrar şampiyon oldu. 70.72m ve 71.50m arasında önemli dünya rekorları kırmıştır.

3-Cirit Atma

Cirit 25 - 30m´lik bir koşu alanı içerisinde koşularak yapılan tek atma branşı özelliği taşımaktadır. Bayanlar 600gr, erkekler 800gr ağırlığında aletlerle atışlarını yaparlar.

Cirit Atma Tekniği: Koşarak başlanan daha sonra koşunun hızı ile i 5 büyük çapraz adımla devam eden , sağlanan hızın atış aletine yansıtılmasıyla sonlanan hareketlerin bütününden oluşur.

Bütün Zamanların En İyi Üç Bayan Ciritçisi

Ruth FUCHS(GDR): Sadece iki kere olimpiyat şampiyonu olurken altı dünya rekoru kırmış ve 1980 yılında 69.96 m´lik derecesiyle en iyi deresini elde etti.

Petra FELKE (GDR): Petra FELKE 1988 yılında 80metrelik mesafeye ulaşarak Dünya Rekorunun sahibi olmuştur.Olimpiyat Şampiyonu olduğu süre içerisinde hiç kimse onun rekoruna yaklaşamamiş ve aslada yaklaşamayacaktır. ( Yeni sistem cirit atılmaya başlanmıştır.)

Trine HATTESTAD (NOR): Ciritte iki kere dünya şampiyonu olan Hattestad canlılık kazandırmış, 1993 yılında eski cirit ile 72.12 metrelik derecesine ulaşmış ve yeni ciritle 69.48metre ile dünya rekorunu elinde bulundurmaktadır.

Bütün Zamanların En İyi Üç Erkek Ciritçisi

Matti JARVİNEN(FİN): 1906 Greek-style disk şampiyonunun oğlu, 1932 yılında olimpiyat altınını aldığında dünya rekorunu 71.01´den 77.23 metreye çıkartmıştı.

Janis LUSİS( URS): Letonya 1971 ve 1971 arasında dört Avrupa şampiyonluğu kazandıran sporculerı ,1986´da Olimpiyatlarda altın madalyanın sahibi oldu ve iki dünya rekoru kırdı.

Jan ZELEZNY (ÇEK): Dünya ve olimpiyat şampiyonu ve aynı zamanda 98:48´lik derecesi dünya rekoru olarak literatürde yerini almıştır.

4-Çekiç Atma:

Çekiç Üç bölümden oluşur; Çekiç sapı, çekiç teli ve çekiç güllesi. 1987´den beri erkeklerde çekicin ağırlığı 7.260 kg boyu ise 1.175-1.215m arasında olabilmektedir.Bayanlarda Çekicin ağırlığı 4kg´dır, boyu ise erkelerin çekiciyle aynıdır. IAAF bayanların rekorunu 1995 yılından itibaren onaylamaya başlamıştır. Büyükler Dünya Şampiyonası Statüsüne alınması ise 1999 yılında yapılan Sidney Olimpiyatlarından sonra olmuştur.

Çekiç Atma Tekniği ; iki çeviriş, üç yada dört dönüşle yapılır. Baş üzerinde iki çevirişle, sol ayağın topuğu, sağ ayağın parmak ucunda dizler bükük ve sırt dik tutularak dönüş hareketine başlanır . Sol ayak dönüş esnasında topuktan parmak ucuna geçer ve sağ ayak sol ayağın etrafından dönüşü tamamlar . Bu ayak hareketleriyle birlikte dizlerin bükülü olması ve merkez ağırlığın sol ayakta olması sağlanır. Kollar serbest , sırt dik tutulur ve bu dönüş hareketi üç ya da dört kez tekrarlanarak atış tamamlanır.

Bütün Zamanların En İyi Üç Erkek Çekiç Atıcıları

Jhon Flanagan(ABD): 1895-1909 yılları arasında kaydedilen 19 tane Olimpiyat Şampiyonluğu bulunmaktadır.

Pat Ryan(ABD): Onun 1913 yılında atığı 57:77m´lik derecesi 1937 yılına kadar kimse tarafından kırılamamıştır.1920 yılında Olimpiyat Şampiyonu olmuştur.

Yuriy Sedykh(Eski Sovyetler): 1980 yılından bu yana Dünya Rekorunun sahibidir ve 85m ´nin üzerinde 21 derecesi sayesinde 1976- 1980 yılları arasında Olimpiyat Şampiyonu olmuştur.

Bütün Zamanların En İyi İki Bayan Çekiç Atıcıları

Olga Kuzenkova(RUS): 1994 yılında attığı 66.84´lük derecesi ile resmi olarak dünya rekorunu kırmış, 1997´de bu branş da 70m´nin üstüne çıkan ilk atlettir.

Mihaella Meliate(ROM): İlk Dünya Rekorunu Kırdığında 19 yaşındaydı.1998 yılında Avrupa , 1999 yılında Dünya Rekorlarını Kuzenkova´yı geçerek kırmış ve bu mücadele 76m´ye kadar ilerlemesini sağlamıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

IAAF KURAL DEĞİŞİKLİKLERİ

2002-2003

Kural 115 – Uluslararası Görevliler

Teknik Delegeler, eğer daha önceden birisi atanmamış ise, görevlendirilmiş ITO’lar arasından birisini ITO lideri olarak görevlendireceklerdir.

ITO Lideri, eğer mümkünse programdaki her yarış için en az bir ITO görevlendirecektir. ITO, her branşın Başhakemine gerekli desteği sağlayacaktır.

Not 2: Başhakemin yokluğunda, ITO ilgili lider ile birlikte çalışacaktır.

Kural 115 – Uluslararası Görevliler

Eğer öneri kabul edilmezse ve IAAF Teknik Kurallarının, Yarışma Tüzüklerinin veya Teknik Delegeler tarafından alınan kararların açık bir ihlali varsa, kararı ITO verecektir.

Kural 118 – İtiraz Jürisi

Ancak, yeni kesin bulgular sunulursa ve yeni bir karar hala uygulanabilir durumdaysa, kararını gözden geçirebilir.

Kural 119 – Yarışma Görevlileri

İtiraz Jürisi (çıkarıldı)

Bir Lider ve yeterli sayıda Tur Sayıcısı

Bir Lider ve yeterli sayıda Fotofiniş Hakemi Yardımcısı

Pist yarışmaları için bir Lider ve yeterli sayıda hakem

Her alan yarışması için bir Lider ve yeterli sayıda hakem

Bir Yardımcı Hakemler Lideri ve yeterli sayıda Yardımcı Hakem

Bir Saat Lideri ve yeterli sayıda Saat Hakemi

Bir Çıkış Hakemi ve yeterli sayıda Geri Çağırma Hakemi

Kural 121 – Yarışma Menajeri

Not: Dört saatten veya bir günden daha uzun süren yarışmalarda Yarışma Menajerinin yeterli sayıda Menajer Yardımcısı olması önerilir.

Kural 124.1 – Başhakemler

Pist yarışmaları ve Stadyum Dışı Yarışmalar Başhakemlerinin, Yürüyüş Liderinin sorumluluğundaki konularda yargılama yetkileri yoktur.

Kural 124.2 – Başhakemler

Pist yarışmaları ve Stadyum Dışı Yarışmalar Başhakemleri, sadece Hakemlerin sıralamayı yapamadıkları hallerde, sıralamaya karar vermeye yetkilidirler. Başhakem, hakem veya yardımcı hakem gibi görev yapmaz.

Kural 125.1 – Hakemler

Pist Yarışmaları Lideri ve her Alan Lideri, kendi sektöründeki hakemlerin çalışmalarını koordine eder.

Kural 126 – Yardımcı Hakemler

Kural başlığında değişiklik: Yardımcı Hakemler (Koşu ve Yürüyüş Yarışmaları)

Kural 128.2 – Çıkış Hakemi ve Geri Çağırma Hakemleri

110m engelliye kadar olan (110m engelli dahil) yarışmalarda Çıkış Hakemi, çıkış çizgisinin üzerinde veya önünde konumlanacaktır. (çıkarıldı)

Kural 130 – Tur Sayıcıları

Bu sistem kullanıldığında Tur Sayıcıları dört yarışmacıdan (yürüyüş yarışmalarında altı yarışmacıdan) daha fazlasına tur tutmayacaktır. Manuel tur sayma yerine, her yarışmacıya birer çip verilen elektronik bir sistem kullanılabilir.

Kural 132 – Saha Komiseri

O an görevi olmayan hakemler için kapalı mahal sağlamalıdır. (çıkarıldı)

 Kural 140 – Atletizm Tesisi

Kural 12.1(a), (b), (c) ve (d) kapsamında ve doğrudan IAAF’ın kontrolünde yapılan atletizm yarışmaları, sadece IAAF Sentetik Yüzeyler Performans Şartnamesine uyan sentetik yüzeyli tesislerde yapılabilir.

Kural 142.3 – Katılımlar

Eğer yarışmacı aynı anda bir alan ve bir pist yarışmasına veya birden fazla alan yarışmasına katılacaksa, ilgili Başhakem her turda bir kez veya sırıkla atlama ve yüksek atlama denemelerinin her birinde, yarışmacının hakkını yarışmanın başlamasından önce belirlenen sıradan daha farklı bir sırada kullanmasına izin verebilir. Ancak atlet bu hakkına yetişemezse, deneme süresi sona erdiğinde pas geçmiş sayılacaktır.

Kural 142.4 – Katılımlar

IAAF ve/veya Organizasyon Komitesi tarafından tayin veya kabul edilen sağlık görevlisinin onayladığı sağlık belgesi, konfirmasyonların kapanmasından veya önceki turda yarıştıktan sonra atletin yarışamaz duruma geldiğini, fakat yarışmaların daha sonraki bir gününde yarışabileceğini kabul etmek için yeterli görülebilir.

Not 2: Yarışmaya katılmama; gerçek gücüyle dürüstçe yarışmamayı da kapsar. Buna ilgili Başhakem karar verecek ve resmi sonuçlarda belirtilecektir. Bu notta sözü edilen durum, çoklu yarışmalarda uygulanmaz.

Kural 143.5 – Giysiler, Ayakkabılar, Göğüs Numaraları

Yüksek atlama ve uzun atlamada taban en çok 13mm kalınlığında ve yüksek atlamada topuk en çok 19mm kalınlığında olmalıdır. Diğer tüm yarışmalarda taban ve/veya topuk herhangi bir kalınlıkta olabilir.

Kural 144.2 – Atletlere yardım

Aşağıdakiler atlete yardım olarak kabul edilmez:

(i) Atletler ile yarışma alanında bulunmayan antrenörleri arasındaki iletişim. Bu iletişimi kolaylaştırmak ve yarışmanın seyrini rahatsız etmemek amacıyla, her alan yarışmasının yakınındaki tribünde atletlerin antrenörleri için yer ayrılmalıdır.

(ii) Sağlık Delegesi ve/veya Teknik Delege tarafından özellikle bu amaçla görevlendirilen veya onaylanan personel tarafından, yarışma alanına çıkmış olan atletin yarışabilmesi veya katılıma devam edebilmesi için gerekli olan fizik tedavi ve/veya tıbbi muayene/tedaviye, yarışmacının belirlenen sıradaki denemesini veya yarışmanın yapılmasını geciktirmemesi şartıyla izin verilebilir. Yarışma esnasında veya yarışmacının çağrı odasını terketmesinden sonra başka bir kişi tarafından yapılan bu tür bir yardım, atlete yardım kapsamına girer.

Bu kuralın amacı kapsamında aşağıdakilere izin verilmez, bu nedenle yardım sayılır:

(i) Yarışa katılmayan kişiler tarafından, tur yemiş veya tur yemek üzere olan koşucular veya yürüyüşçüler tarafından veya herhangi bir teknik cihaz ile tempo verilmesi,

(ii) Sahada video veya kaset kaydedici, radyo, CD, telsiz vericisi, mobil telefon, benzeri cihazların kullanımı.

Yarış esnasında yarışma alanında yardım alan veya veren atlet Başhakem tarafından ikaz edilecek ve tekrarında diskalifiye edileceğine dair uyarılacaktır.

Kural 144.3 – Atletlere yardım

Atlete rüzgarın kuvvetini ve yönünü göstermek üzere tüm atlama yarışmalarında, disk ve cirit atma yarışmalarında sıçrama/atış alanı yakınına rüzgar çorabı yerleştirilmelidir.

Kural 145 – Diskalifikasyon

Eğer bir atlet IAAF Teknik Kurallarının ihlali nedeniyle yarıştan diskalifiye edilirse, resmi sonuçlarda ihlal edilen IAAF Kuralı belirtilecektir. Bununla beraber bu durum, yarışmacının müteakip yarışlara katılmasını engellemez.

Sportmence olmayan ya da uygunsuz bir tavır sergileyen yarışmacı, yarışmalardaki tüm müteakip yarışlara katılımdan diskalifiyeye maruz kalacaktır. Bu şekilde diskalifikasyonun nedenleri, ilgili resmi sonuçlarda belirtilmelidir.

Kural 146.1 – İtirazlar

Yarışmaya katılan bir atletin statüsüne itiraz, yarışmadan önce Teknik Delegeye yapılmalıdır. Teknik Delegenin kararını verdiğinde, Jüriye itiraz yolu açıktır.

Kural 146.4 – İtirazlar

Eğer bir atlet bir alan yarışmasında, faul olarak değerlendirilen bir denemesinden hemen sonra sözlü olarak itirazda bulunursa, yarışın Başhakemi kendi takdirine göre ...

Kural 160.1 – Pist Ölçümleri

Bordürün bir kısmının alan yarışmaları için geçici olarak sökülmesi gerekirse yeri, 5cm genişliğinde beyaz bir çizgi ve bu çizginin üzerine en fazla 4m aralıklarla yerleştirilmiş, en az 20cm yüksekliğindeki koni ve bayraklarla işaretlenmelidir. Koni tabanının kenarı veya bayrak direği, beyaz çizginin piste en yakın kenarı ile kesişmelidir.

Kural 162.3 – Çıkış

Tüm uluslararası yarışmalarda 400 metreye kadar olan yarışlarda (4x200m ve 4x400m dahil), Çıkış Hakemi kendi dili, İngilizce veya Fransızca olarak “yerlerinize”, “dikkat” komutu verecek, yarışmacılar “dikkat” konumuna geldiklerinde tabanca ateşlenecek veya onaylı çıkış cihazı çalıştırılacaktır.

400 metreden uzun yarışlarda, komut “yerlerinize” olacak, tüm yarışmacılar sabit olduğunda tabanca ateşlenecek veya onaylı çıkış cihazı çalıştırılacaktır. Çıkış anında yarışmacının eli veya elleri ile zeminle temas halinde olamaz.

Kural 162.7 – Çıkış

Hatalı çıkış yapan yarışmacı uyarılacaktır. Her yarışta, hatalı çıkışı yapan atlet(ler) diskalifiye edilmeksizin, bir hatalı çıkışa izin verilir. Sonraki hatalı çıkışı yapan atlet(ler) yarıştan diskalifiye edilir.

Çoklu yarışmalarda iki hatalı çıkış yapan atlet diskalifiye edilir.

Kural 163.11 – Yarış

Mekanik rüzgar aleti, karşı rüzgar etkisini azaltmak için uygun bir korumaya sahip olmalıdır. Tüpler kullanıldığında, ölçüm cihazının her iki tarafındaki uzunlukları tüp çapının en az iki katı olmalıdır.

Kural 163.12 – Yarış

Rüzgar aleti otomatik ve/veya uzaktan kumandalı olarak başlatılıp durdurulabilir ve bilgi yarışma bilgisayarına doğrudan iletilebilir.

Kural 166.2 – Seriler, Eleme Turları

Seriler, çeyrek finaller ve yarı finaller görevli Teknik Delegeler tarafından düzenlenmelidir. Eğer Teknik Delege görevlendirilmemişse, Organizasyon Komitesi tarafından düzenlenmelidir.

Kural 166.3 – Seriler, Eleme Turları

Yarışların ilk turunda, belirlenmiş sürede elde edilmiş en iyi derecelere göre seriler yapılmak suretiyle aynı sistem uygulanmalıdır.

Kural 166.4 – Seriler, Eleme Turları

Not 2: Kural 12.1(d) ila (h) kapsamındaki yarışmalarda 800 metre yarışı her kulvarda bir veya iki atletle koşulabilir, ya da yaydan toplu halde çıkılarak yapılabilir.

Not 3: Kural 12.1(a) ila (c) kapsamındaki yarışmalarda bu normal olarak sadece ilk turda uygulanabilir, ancak derecelerdeki eşitlik veya Başhakem tarafından sayının arttırılması nedeniyle belirlenenden daha fazla atlet olması halinde müteakip turlarda da uygulanabilir.

Kural 169.5 – Steeple Engelli Yarışlar

Su engeli 3.66m (±2cm) genişliğinde ve yatay harekete imkan vermeyen şekilde zemine sıkıca tutturulmuş olmalıdır.

Kural 170.6 – Bayrak Yarışları

Not: Dörtten fazla takımın yarışmadığı 4x200m ve 4x400m yarışlarında, sadece ilk 100 metrenin kulvarlı koşulması önerilir.

Kural 170.9 – Bayrak Yarışları

Gelen koşucular bu noktayı geçtiklerinde, bekleyen koşucular bayrak değiştirme bölgesinin başındaki sıralarını koruyacak ve pozisyonlarını değiştirmeyeceklerdir. Bu Kurala uymayan atlet, takımının diskalifiye olmasına neden olacaktır.

Kural 170.14 – Bayrak Yarışları

Bayrak değişimi, bayrağın alan atlete ilk temasında başlar ve sadece alan atletin elinde olduğu anda tamamlanır. Yarışmacıların bayrağı daha iyi kavrayabilmeleri için eldiven giymelerine veya ellerinin içine bir madde koymalarına izin verilmez.

Kural 170.15 – Bayrak Yarışları

Yarışmacılar bayrağı almadan önce ve/veya verdikten sonra, diğer yarışmacıları engellemeyecek şekilde, pistin boşalmasına kadar kulvarlarında veya kendi alanlarında kalmalıdır. Kural 164.3 ve 4 bu atletlere uygulanmaz. Koşusunun son aşamasında kendi kulvarının dışında koşarak diğer takımın bir üyesini kasıtlı olarak engelleyen atletin takımı diskalifiye edilir.

Kural 170.18 – Bayrak Yarışları

Bayrak yarışı için takımın elemanları ve koşu sıralaması, yarışmanın her turunun ilk serisi için bildirilen ilk çağrı zamanından en az bir saat önce deklare edilecektir. Daha sonraki değişiklikler, takımın yarışacağı serinin son çağrı zamanına kadar, sadece tıbbi nedenlerle (Organizasyon Komitesince görevlendirilmiş sağlık görevlisi tarafından doğrulanmışsa) yapılabilir.

Kural 180.7 – Alan Yarışmaları

Kural 12.1(d) ila (h) kapsamındaki yarışmalarda, yatay alan yarışmalarında deneme sayısı azaltılabilir. Buna, yarışmalar üzerinde kontrolü olan ulusal veya uluslararası kurum tarafından karar verilecektir.

Kural 180.11 – Alan Yarışmaları

Eleme şartlarına, eleme barajına ve finaldeki sporcuların sayısına Teknik Delege(ler) tarafından karar verilir. Eğer Teknik Delege tayin edilmemişse, karar Organizasyon Komitesince verilecektir. Kural 12.1(a), (b), (c)’ye göre yapılan yarışmalarda finalde en az 12 sporcu bulunmalıdır.

Kural 180.17 – Alan Yarışmaları

Normal şartlarda aşağıdaki süreler aşılmamalıdır:

(a) Tüm yarışlar için 1 dakika. ...

(b) Yüksek atlama ve sırıkla atlamada yarışmaya sadece 2 veya 3 yarışmacı devam ediyorsa, yukarıdaki süreler yüksek atlamada 1,5 dakikaya ve sırıkla atlamada 2 dakikaya çıkarılır. Sadece bir yarışmacı kaldığında bu süre yüksek atlamada 3 dakikaya ve sırıkla atlamada 5 dakikaya çıkarılır (çoklu branşlarda değil).

(c) Yüksek atlama ve sırıkla atlamada hala birden fazla atlet yarışıyorsa veya çoklu branşlarda ve diğer alan yarışlarında yarışmacı sayısı kaç olursa olsun, aynı atlet tarafından arka arkaya yapılan denemelerde, (a) ve (b) maddelerinde belirtilen süreler sırıkla atlamada 3 dakikaya ve yüksek atlama ile diğer alan yarışlarında 2 dakikaya yükseltilecektir.

Not: ... İlave olarak bir resmi görevli, izin verilen sürenin dolmasına 15 saniye kaldığını sarı bayrak kaldırıp süre dolana kadar havada tutarak veya başka bir şekilde göstermelidir.

Kural 181.7 – Dikey Atlamalar

Çıta, fiberglas malzemeden veya metal olmayan uygun bir malzemeden, uç kesimleri hariç yarım-dairesel kesitte imal edilecektir.

Kural 181.9 – Dış Kuvvetler

Çıtanın yarışmacı ile ilgili olmayan bir kuvvet (ani rüzgar gibi) nedeniyle düştüğü açıkça belliyse;

(a) Eğer yarışmacı çıtaya dokunmadan geçtikten sonra bu şekilde düşerse, deneme başarılı sayılacaktır, veya

(b) Çıtanın herhangi bir başka durumda düşmesi halinde, yeni deneme hakkı tanınacaktır.

Kural 182.2 – Yüksek Atlama

Not: Bu Kuralın uygulanmasına yardımcı olmak için, dikmelerin 3m dışındaki noktalar arasında 50mm genişliğinde beyaz bir çizgi (genellikle yapışkan şerit veya benzeri malzemeyle) çizilecektir. Çizginin yakın kenarı, dikmelerin yakın kenarının düzlemi boyunca çizilecektir.

Kural 183.1 – Sırıkla Atlama

Not: Kazanın üstünün iç kenarı seviyesinde, koşu yoluna dik açıda 1cm genişliğinde beyaz bir çizgi çizilmelidir. Bu çizgi, dikmelerin dış kenarına kadar uzatılmalıdır.

Kural 183.5 – Sırıkla Atlama

Deneme yapılırken yarışmacının sırığı kırılırsa, bu bir faul olarak değerlendirilmeyecek ve sırıkçıya yeni bir deneme hakkı tanınacaktır.

Kural 183.2 – Sırıkla Atlama

(a) Atlayıştan sonra çıta, yarışmacının atlayışı esnasındaki hareketi nedeniyle desteklerinin üzerinde kalmazsa

(d) Atlayış esnasında atlet, el(ler)iyle çıtanın kımıldamasını önler veya çıtayı yerine yerleştirirse

Kural 183.10 – Sırıkla Atlama

Destekler çentiksiz, tümü boyunca eşit kalınlıkta ve 13mm’den fazla çapta olmalıdır. Dikmelerin üst ucundan 35-40mm aşağıda olması gereken çıta destekleri, dikmelerden 55mm’den daha ileriye uzamamalıdır. 

Kural 185.1 – Uzun Atlama

Yarışmacı, aşağıdaki hallerde başarısız sayılacaktır:

(c) Sıçrama çizgisi ile düşme alanı arasındaki zeminle temas ederse

(d) Koşarken veya atlama esnasında herhangi bir şekilde takla atarsa

(e) Düşme esnasında havuz dışındaki zeminin, kumda bıraktığı sıçrama çizgisine en yakın izden daha yakınına temas ederse

(f) Düşme alanını terkederken, kum havuzunun dışındaki alanla ilk teması, kumda bıraktığı basma tahtasına en yakın izden daha gerideyse...

Kural 185.8 – Uzun Atlama

Plastisin yüzeyi, sıçrama tahtası seviyesinden 7mm (±1mm) yükseğe çıkmalıdır. Kenarlar, uzunluğu boyunca 1mm kalınlığında plastisinle kaplı 45° eğimde olmalı ya da plastisinle doldurulduğunda 45° eğim yapacak şekilde kesilmelidir.

Kural 187.4 – Atmalar

(c) Daha iyi bir kavrama sağlayabilmek için yarışmacıların sadece ellerine uygun bir madde sürmelerine izin verilir. Ayrıca, çekiç atanlar bu tip maddeleri eldivenlerine, gülleciler boyunlarına sürebilirler.

(f) Cirit atmada yarışmacı dirseklik takabilir.

Kural 187.12 – Atmalar

Cirit atma hariç, düşme sektörü 34.92°’lik açıda 5cm genişliğindeki beyaz çizgilerle işaretlenecektir. Bu çizgiler uzatıldıklarında, iç kenarları çemberin merkezinden geçmelidir.

Not: 34.92°’lik açı, çember merkezinden 20m mesafede sektör çizgilerinin üzerindeki iki noktanın arasının 12m (20x0.60) yapılmasıyla doğru olarak çekilebilir. Dolayısıyla, çember merkezine her bir metrelik mesafede, açı çizgilerinin arasındaki mesafe 60cm olacaktır.

Kural 188.5 / 191.9 – Gülle / Çekiç

Minimum ağırlık büyük erkeklerde 7.26kg, genç erkeklerde 6kg, yıldızlarda 5kg

Kural 189.2 – Disk

Minimum ağırlık büyük erkeklerde 2kg, genç erkeklerde 1,75kg, yıldızlarda 1,5kg

Kural 193 – Cirit Atma

Eğer yarışmacı dengesini kaybeder ve bu Kuralın herhangi bir kısmını ihlal ederse, bu bir faul olarak değerlendirilmeyecek ve atıcıya yani bir hak verilecektir.

Kural 200.4 – Çoklu Yarışmalar

Bayan dekatlonu;

ilk gün 100m, Disk, Sırık,Cirit, 400m, ikinci gün 100m engelli, uzun, gülle, yüksek, 1500m

Kural 200.11 – Çoklu Yarışmalar

Eğer beraberlik bozulmazsa, herhangi bir yarışta en yüksek puanı alan yarışmacı birinci olacaktır. Beraberlik halen bozulmamışsa, ikinci en yüksek puanı alan yarışmacı birinci olacaktır. Bu, yarışmadaki diğer sıralamalar için de uygulanacaktır.

Kural 240.3 – Yol Yarışları

Yarışın çıkış ve varışı en az 5cm genişliğinde beyaz çizgilerle belirlenecektir.

Kural 250.8 – Kır Koşuları

Puanlar hesaplanırken, ferdi koşucular tasniften çıkarılarak varış sıraları yeniden düzenlenmelidir.

Kural 260.6 – Dünya Rekorları

Dünya rekorları, Kural 140’a uygun olarak üstü kapalı veya açık bir atletizm tesisinde kırılmış olmalıdır. Pist veya koşu yolu, sert bir zemin üzerine dökülmüş olmalıdır.

Kural 260.11 – Dünya Rekorları

Çoklu yarışmalarda rekorların kabul edilmesi için öngörülen koşullar, her bir branşta yerine getirilmiş olmalıdır. Ancak rüzgar hızının ölçüldüğü branşlarda, aşağıdaki şartlardan en az biri yerine gelmelidir:

(a) Herhangi bir branşta rüzgar hızı 4m/sn’yi aşmamalı,

(b) Ortalama hız (ölçülen hızların toplamının rüzgar hızı ölçülen yarış sayısına bölünmesiyle elde edilen rüzgar hızı) 2m/sn’yi geçmemeli.

 

 YÜRÜYÜŞ KURAL DEĞİŞİKLİKLERİ

Kural 230.2(a)

Yürüyüş Yarışmasında görev alacak hakemler, daha önce tayin edilmemişse, kendi aralarından bir lider seçerler. Kural 12.1(a), (b), (c), (d) kapsamında yapılan yarışmalarda Lider Hakem, stadyumda sona eren yarışlarda parkur ile stadyum arasında ve stadyumun içinde, tamamı pistte veya tamamı yolda yapılan yarışların son 100 metresinde, yürüyüşü yukarıdaki 1. paragrafla açıkça çelişen yarışmacıyı, daha önce ihtar alıp almadığına bakmaksızın diskalifiye etmeye yetkilidir. 

Kural 230.2(b)

Lider, yarışmanın resmi gözetmeni gibi hareket eder ve sadece yukarıdaki (a) bendinde belirtilen özel durumlarda hakemlik görevi yapar. IAAF Kuralı 12.1(a), (b), (c) kapsamında yapılan yarışmalarda Yerel Organizasyon Komitesi´nce, Lider Hakem ve Teknik Delegeler ile değerlendirildikten sonra, en çok iki Lider Yardımcısı tayin edilebilir. Lider Yardımcıları sadece diskalifikasyonların bildirimine yardımcı olacaklar, Yürüyüş Hakemi görevi yapmayacaklardır. 

Kural 230.4(b)

Üç ayrı hakemden birer ihtar almış olan yarışmacı diskalifiye edilir ve diskalifikasyon Lider veya Lider Yardımcısı tarafından kendisine bildirilir. 

Kural 230.4(d)

Şayet yarışmacıya diskalifiye edildiğini bildirmek yarış sırasında mümkün olmadıysa, bu durum yarışmacıya yarışmayı tamamladıktan sonra mümkün olan ilk anda bildirilecektir. Bildirimin derhal yapılamamış olması, diskalifiye olan yarışmacının durumunu değiştirmez. 

Kural 230.8(a)

Kural 12.1 (a), (b) ve (c) kapsamında yapılan yarışmalarda tur en çok 2.5 km, en az 2 km olmalıdır. Stadyumda başlayıp biten yarışmalarda parkur stadyuma mümkün olduğunca yakın olmalıdır.

Kural 230.4(h)

Tüm IAAF Kuralı 12.1(a) yarışmalarında hakemler, ihtarları Kayıt Hakemine ve İhtar Panolarına iletmekte, iletim sistemi olan elektronik el cihazları kullanmalıdırlar.

Kural 230.4(g)

Her yarışmacıya verilmiş ihtar sayısını yarışmacılara bildirmek üzere, parkura ve varışın yakınına bir İhtar Panosu yerleştirilmelidir.

Kural 230.4(f)

Pist yarışmalarında diskalifiye edilen yarışmacılar derhal pisti terk etmeli; yol yarışmalarında diskalifiye edilen yarışmacılar derhal göğüs numaralarını çıkarıp parkurdan ayrılmalıdır. Diskalifiye edilmesine rağmen pisti veya parkuru terk etmeyen  yarışmacılara, IAAF Kuralı 53.1(viii)´e göre ayrıca disiplin müeyyidesi uygulanabilir.

Kural 230.4(e)

Bir uyarı verilmesi halinde, yarışmacıya her iki yanında da uyarı işareti bulunan sarı bir levha gösterilecektir. Kırmızı levha yarışmacının diskalifikasyonunu sembolize eder. Kırmızı levha, yarışmacıya diskalifiye edildiğini bildirmek üzere Lider tarafından kullanılır.  Yarışmacılara diskalifiye edildikleri Lider Yardımcısı tarafından da bildirilebilir.

Kural 230.5

Yarışlar çıkış tabancasının ateşlenmesiyle başlatılır. Mesafe yarışları için kullanılan standart komutlar kullanılır. Çok sayıda yarışmacının yer aldığı yarışlarda, yarışın çıkışından beş dakika önce bir uyarı verilmeli, gerekiyorsa ilave uyarılar verilmelidir.

Kural 230.7(c)

Mesafesi 10 km ve daha uzun olan tüm yarışmalarda, her turda gıda istasyonları bulunmalıdır. Buna ek olarak, gıda istasyonlarının aralarına, yaklaşık olarak orta noktalarına, yalnızca su verilen su/sünger istasyonları yerleştirilmeli; hava koşullarının gerekli kılması halinde, bu istasyonlar daha sık aralıklarla olmalıdır.

Kural 230.2(d)

IAAF Kuralı 12.1(a) kapsamındaki yarışmalarda tüm hakemler Uluslararası Yürüyüş Hakemi olmalıdır. IAAF Kuralı 12.1(b) ve (c) kapsamındaki yarışmalarda tüm hakemler Uluslararası ya da Kıta Yürüyüş Hakemi olmalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Atletizm Yarışma Yönetmeliği

 BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

 Amaç

Madde 1-Bu Yönetmeliğin amacı; atletizm yarışmalarının Atletizm Federasyonu ile IAAF kurallarına uygun olarak yürütülmesini, bununla ilgili çeşitli organizasyonların yapılmasındaki esas ve usulleri belirlemektir.

Kapsam

Madde 2- Bu Yönetmelik, yurt içinde ve yurt dışında yapılacak uluslararası nitelikli organizasyonlar ile yurt içinde yapılacak faaliyetlerde, sporcu, antrenör, idareci ve tescilli spor kulüplerini kapsar.

Dayanak

Madde 3- Bu Yönetmelik, 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 10 uncu maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

Madde 4-Bu Yönetmelikte geçen;

Genel Müdürlük         :Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünü,

Genel Müdür             :Gençlik ve Spor Genel Müdürünü,

Federasyon              :Atletizm Federasyonunu,

Federasyon Başkanı  :Atletizm Federasyonu Başkanını,

İl Müdürlüğü             :Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünü,

İlçe Müdürlüğü         :Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğünü,

Spor Kulübü          :Dernekler Kanuna göre kurularak Genel  Müdürlüğe kayıt ve tescillerini yaptırmış kulüpleri,

İl Temsilcisi                           :İl spor dalı temsilcisini,

Federasyon Temsilcisi :Federasyonca organizasyonlarda görevlendirilen kişiyi,

Proje Yarışmaları    :Yetenekli sporcuların belirlenmesi için yapılan yarışmaları,

IAAF                        :Uluslararası  Atletizm Federasyonları Birliğini,

EAA                         :Avrupa Atletizm Birliğini,

ABAF                       :Balkan Atletizm Federasyonları Birliğini,

EVAA                       :Avrupa Veteran Atletizm Birliğini, ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Esas Hükümler

               Atletizm Yarışmaları

Madde 5- Atletizm yarışmaları, uluslararası atletizm kurallarına ve bu Yönetmelik esaslarına göre yürütülür. Yarışma mevsimi, yıl boyunca sürer.

Yarışma Kategorileri

Madde 6- Atletizmde; salon, pist ve saha yarışmaları, kros, dağ ve yol koşuları- maraton ve yürüyüş yarışmaları yer almaktadır.

Atletizm yarışmaları aşağıda belirtilen yaş kategorilerinde düzenlenir.

                Erkek  ve Bayan Kategorileri:

                15 Yaş altı                      :15 yaş altı (14 yaş ve daha küçükler),

                Yıldızlar                           :15, 16 ve 17 yaş,

                Gençler                            :18 ve19 yaş,

                23 Yaş altı                        :20, 21 ve 22 yaştakiler,

Büyükler                               :20 yaş ve daha büyük yaştakiler,

                Veteranlar                     :Erkekler 35 yaş ( 35-39 yaş ), Bayanlar 30 yaş (30-34 yaş)  üzerinden başlar ve 5’er yıl artışlarla devam eder.

                Veteranlar için, ABAF’ın düzenlediği şampiyonalarda bu yaş grupları geçerlidir. Ancak; EVAA ve IAAF tarafından yapılan organizasyonlarda bu başlangıç yaşları erkeklerde 40, bayanlarda ise 35 yaş olup; Uluslararası Veteranlar Birliğine göre uygulanan yaş kategorileri de uygulanabilir.

                Uluslararası atletizm birlikleri tarafından uygulanan yaş kategorilerine (yaş sınırlamalarına) göre yarışma düzenlemek ve 15 yaş altı ile ilgili yaş sınırlaması yapmak, Ayrıca, bu yaş kategorilerinin dışında proje kapsamında yarışma düzenlemek (proje kapsamında yarışacak sporcuların yaşlarıyla ilgili düzenleme) ve gerekli görülen hallerde tüm yaş kategorilerinde yeniden düzenleme yapmak Federasyonun yetkisindedir.

15 yaş altı kategorisinde yapılacak  yarışmalarda, fiziksel görüntüsü yaş grubuna uygun olmayan sporcu adaylarının Federasyonca oluşturulacak yarışma komisyonu tarafından uygun görülen herhangi bir üst yaş grubunda yarıştırılması veya mevcut bulunan yaş gruplarına sporcunun görüntüsü uygun değilse; söz konusu sporcu veya sporcuların proje yarışmaları kapsamında ve 15 yaş altı kategorisinde yapılacak yarışmalarda yarışma dışı bırakılarak Yıldızlar kategorisinde yarışmalarına izin verilebilir.

Bu yaş kategorilerinin ilgili yarışma statüleri Federasyonca belirlenir. Kategorileri tespit ederken gün ve aya bakılmaksızın, sporcunun doğum yılı esas alınır.

Gençler kendi kategorilerinin dışında istediği takdirde, büyükler kategorisinde  yarışabilirler.

Yıldızlar kendi kategorilerinin dışında istediği takdirde, gençler ve büyükler  kategorisinde yarışabilirler.

15 yaş altı kategorisinde bulunan ve yarışmasına izin verilen sporcular kendi kategorilerinin dışında istedikleri taktirde, yalnızca yıldızlar kategorisinde yarışabilirler.

Sporcuların üst kategorilerinde yarışması, daha sonra kendi kategorilerinde yarışmalarına engel teşkil etmez. Kategorilerin  beraber yapıldığı müsabakada önce kendi kategorisinde bir branşta yarıştıktan sonra, aynı gün veya yarışmanın devamında (yarışmanın yapıldığı kademede veya seçme yarışmasında) yarıştığı kategorinin dışında yarışamaz.

Kendi kategorilerinin dışında herhangi bir üst kategoride yarışan sporcuların kendi kategorilerine ait yenileyecekleri rekorlar geçerlidir.

Bütün atletizm yarışmaları, lisanslı atletizm hakemleri tarafından yönetilir.

               Puanlama Sistemi

Madde 7- Yarışmaları sonuçlandırma (puanlama) sistemi aşağıda belirtilmiştir.

a)Puanlı yarışmalar; Puanlı yarışmalarda uygulanacak puanlama sistemi, ilgili yarışmaların statülerinde belirlenir.

b) Ferdi yarışmalar; Puanlı yarışmaların dışında kalan yarışmalardır.

Yarışma Çeşitleri ve Düzenlenmesi

              Madde 8- Resmi yarışmalar; Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, Genel Müdürlüğe bağlı birimler, Federasyon veya il müdürlüklerince düzenlenir. Resmi yarışmalar Federasyonunun yıllık faaliyet programında yer alır. Bunların dışında kalanlar ise; özel yarışmalardır. Bu yarışmalar Federasyonca uygun görüldüğü takdirde; Federasyonun  faaliyet programında yer alırlar ve resmi yarışma statüsü kazanırlar. (Ayrıca, il müdürlükleri ve federasyonca onaylanan illerin faaliyetlerinde yer alan yarışmalarda resmi yarışma niteliğindedir. )

Özel yarışmalar; resmi faaliyet programına aksaklık vermemek ve lisanslı hakemlerce yönetilmek şartıyla Federasyonun izni ile yapılan yarışmalardır. Yarışmaların yönetimi, düzenleyenlere aittir.

Uluslar arası yarışmalar; Uluslar arası Atletizm Birlikleri, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, Federasyon veya yetkileri Federasyonca yerli ve yabancı kuruluşlara verilerek yapılan yarışmalardır.

Atletizm yarışmalarına ferdi veya takım olarak katılacak sporcular lisansla katılmak zorundadır. Sporcu, lisansının dışında hiçbir belge ile yarışmalara  katılamaz.

Okullar arası yapılan yarışmalarda; okullar arası  yarışma statüsü uygulanır.

Köy ve beldelerde yapılan yarışmalarda yarışacak sporcularda veli muvafakat namesi istenir.

Zorunlu hallerde yarışmaların tarih ve yer değişikliği Federasyon                tarafından yapılabilir.

İzne Bağlı Yarışmalar

                Madde 9- Kulüpler veya fertler, yabancılarla yapacakları özel yarışmalar için Federasyonundan izin almak zorundadırlar. İzin alınmadığı takdirde; ilgililer hakkında bu Yönetmeliğin 20 nci maddesinde belirtilen hükümler uygulanır. İzin aldıktan sonra yurt dışından gelen özel anlaşma ve yarışma teklifleri ile kendilerinin yapacakları benzeri teklifleri yarışmaya katılması düşünülen sporcu ve diğer elemanların isim  listeleri  Federasyona bildirilir. Federasyonca  onaylanan isim listesinde, Federasyondan izin alınmadıkça herhangi bir değişiklik yapılamaz.

İsim listesinde izinsiz olarak değişiklik yapıldığı tespit edildiği taktirde; o  yarışmanın sonuçları tescil edilmez. Federasyon; idareci, antrenör ve sporcu kadrosunda  değişiklik yapma hakkına sahiptir. Uluslar arası nitelikteki  ferdi veya puanlı (takım olarak) bir yarışmaya katılmak ve uluslar arası bir yarışma düzenlemek IAAF kuralları çerçevesinde yapılır. Ulusal nitelikte bir yarışma düzenlemek ve katılmak  Federasyonun iznine tabidir.

Organizasyon Kurulları

Madde 10- Federasyon tarafından düzenlenecek Uluslararası yarışmalardaki organizasyon kurulları, Federasyonun teklifi ve Genel Müdürlük Makamının oluru ile belirlenir.Federasyon faaliyet programında yer alan ve ilgili il veya ilçelerde düzenlenen yarışmalarda ise; organizasyon kurulu il temsilcisinin teklifi ve il veya ilçe başkanının oluru ile belirlenir.Organizasyon kurulları, organizasyonun niteliğine göre yeterli sayıdaki üyeden teşekkül ettirilir.

Ferdi veya Puanlı (Takım) Yarışmalarına Katılım Şartları

Madde 11- Puanlı yarışmalarda sporcuların isimleri ve branşları yazılı listeler yarışmadan bir gün önce yarışma statüsünde belirtilen saatte, yarışma direktörlüğüne verilmesi, istek ve itiraz halinde de kulüplerin yetkili temsilcilerine gösterilmesi şarttır. Mazeretsiz olarak listelerini geç veren kulüpler yarışmalara alınmazlar. Organizasyon kurullarına verilecek listeler, kulüp başkanları veya yetkilisi tarafından imzalanarak mühürlenir. Sporcular, yarışmaya girerken lisanslarını yanlarında bulundurmaları zorunludur. Gerektiğinde sektörlerdeki  hakemler tarafından toplanabilir.

Yarışmaya katılacak sporcularda değişiklik var ise, o branşın başlamasından 30 dakika öncesine kadar yazılı olarak yarışma direktörlüğüne bildirilir.

Sporcu  takım yarışmalarında kurallara aykırı olarak (bayrak yarışmaları hariç) üç branşta yarışmaya katılmışsa; o sporcunun almış olduğu  en yüksek puan silinir. Ferdi yarışmalarda ise statüye aykırı yarışan sporcu olursa diskalifiye edilir.

Kulüpler eleme yarışlarındaki takımı ile diğer kademelere veya finale girmek zorunda değildir.

Sporcular yarışma öncesinde yetkililer tarafından yapılacak  yoklamalara katılmak zorundadırlar.

Atletizm yarışmalarında görev alacak antrenörler lisanslı  ve o yarışma sezonu için vizesi yapılmış olacaktır. Lisansı ve vizesi olmayan antrenörler yarışmalarda görev alamazlar.  

Yarışma Sisteminin Belirlenmesi

Madde 12- Yarışmaların sayı, puan veya eleme sistemlerinden hangisine göre yapılacağı yarışma statülerinde belirtilir.

Sayı veya puan sistemi ile yapılan yarışmalar sonunda en çok sayı veya puan alan takım 1 nci, ondan sonra gelen 2 inci ve 3 ncü olarak sıralanırlar. (Bu durum kros, yol yarışları, yürüyüş, dağ koşularında yapılan yarışlar ise geliş sırasına göre yapılıyorsa en az puan alandan sıralanır.) Zaman ölçümü ile yapılan yarışmalarda   en iyi zamandan kötü zaman derecesine göre sıralama yapılır.Sayıların eşitliği halinde ilgili puanlama sisteminin kuralları çerçevesinde sıralama belirlenir.

Ülkemizde Düzenlenecek Yarışmalar

Madde 13- Yarışmaların çeşitleri aşağıda belirtilmiş olup, yarışmalar bu esaslara göre düzenlenir.

a)Pist ve saha yarışmaları;

1)Ferdi pist ve saha yarışmaları,

2)Puanlı pist ve saha yarışmaları,

3)Çoklu yarışmalar ferdi veya puanlı (takım),

b)Kros yarışmaları;

1)Ferdi kros yarışmaları,

2)Puanlı kros yarışmaları,

c)Dağ koşuları;

1)Ferdi dağ koşuları,

2)Puanlı dağ koşuları,

d)Maraton ve yol koşuları;

1)Ferdi maraton ve yol koşuları,

2)Puanlı maraton ve yol koşuları,

e)Yol bayrak koşuları (Takım)

f) Ultra maraton,

g)Yürüyüş yarışmaları;

1)Ferdi yürüyüş yarışmaları,

2)Puanlı yürüyüş yarışmaları,

h)Salon Yarışmaları; uluslararası kurallara göre düzenlenecek olan salon yarışlarıdır. Bu yarışmalar ferdi veya puanlı olarak düzenlenebilir.

Kulüplerarası Yarışmalar

Madde 14-  Kulüpler arası yarışmalar aşağıdaki esaslara göre yapılır.

a)Tüm kategorilerdeki kulüpler arası yarışmalar Federasyonun programına ve yarışma statüsüne göre yapılır. Türkiye’yi  Avrupa Şampiyon Kulüpler yarışmalarında hangi takımın temsil  edeceği Federasyonca düzenlenen organizasyonlar sonucunda belirlenir.

b)Bayrak yarışmalarında yarışacak sporcuların isim listeleri verilerek, start listelerinde yer alacak ve sonuç listelerinde belirtilecektir.

c)Takımların hangi branşlarda,  kaçar kişi ile yarışacağı ve puan sistemi  yarışma statüsünde  belirlenir.

d)Kulüpler arasında yapılacak bu yarışmalarda IAAF kuralları ile bu Yönetmelik hükümleri uygulanır.

e)Kulüpler, bayrak yarışmalarında kendi hataları veya bu Yönetmelik esaslarına uymayan davranışlarından dolayı diskalifiye edilirse, yeniden bayrak ekibi teşkil edip yarışamazlar.

Bunların dışında kulübü mağdur edecek ve olağan üstü durum söz konusu olmuş ise; takımların yarışma ile ilgili resmi itiraz hakları saklıdır.

Kulüpler yarışmalarda takımlarını temsil eden forma ile yarışmak zorundadır.

Yarışmaların Düzeni

Madde 15- Yarışmaların düzenini sağlamak amacıyla aşağıdaki tedbirler uygulanır.

a)Bu Yönetmeliğin 20 nci maddesinde belirtilen   hükümlere uymayan sporcular; yarışma direktörü, koşu, yürüyüş, atma ve atlama başhakemleri tarafından yarışmalara alınmazlar.

b)Başhakem tarafından yarışmaya alınmayan sporcu yarışma alanını terk etmediği takdirde, yarışma direktörü, başhakemin bu kararını takım idarecisine bildirir. Takım idarecisi, bu sporcunun sahadan çıkarılmasını sağlayamazsa o takımın yalnız o branşta alacağı puanlar silinir ve sporcunun emniyet kuvvetlerince dışarı çıkarılması sağlanır.

c)Yarışmalar sırasında her kulüpten bir idareci veya antrenör Organizasyon Kurulu tarafından sahada IAAF kuralları çerçevesince ayrılacak belirli bir yerde bulunur. Belirlenen alanların dışında sahaya giren  idareci veya antrenörler yasaklı alanlardan çıkmadıkları takdirde Genel Müdürlük Ceza Kuruluna sevk edilirler.

d)Organizasyonlara katılan kulüpler (saha içerisinde veya tribünde) kendilerini temsil edecek bir üyeyi, Organizasyon Kurulunca düzenlenmiş alanda bulundurmak zorundadırlar.

Rekor Deneme Yarışmaları

Madde 16- Türkiye rekoru denemeye ilişkin bireysel müracaatlar, yarışma tarihinden en az 15 gün önce yapılır. Teknik Kurulun teklifi ve  Federasyonun onayı ile yarışma izni verilir. Rekor deneme yarışmalarında, Merkez Hakem Kurulu tarafından gözlemci ve hakem görevlendirilir ve prosedüre uygun olması şarttır.Yarışmanın yapılacağı il müdürlüğünden gerekli hakem ve görevlilerin sağlanması, alet ve malzemelerin temin edilmesi kaydıyla yarışma yapılır. (Rekor denemesi en az aynı branştan üç sporcu ile yapılır.)

Türkiye Rekorlarının Geçerli Sayılması

Madde 17- Türkiye rekorları; yıldızlar, gençler, 23 yaş altı ve büyükler kategorilerinde tescil edilir. Ancak; 15 yaş altı kategorisinde ise her yaş için atılan, atlanılan ve koşulan derecelere göre;  ayrı ayrı en iyi dereceler belirlenebilir.

Yurt içinde yapılacak resmi yarışmalarda elde edilecek rekor derecelerin geçerli sayılabilmesi için, zaman ölçümlerinin aşağıda belirtildiği şekilde olması şarttır. Ayrıca, yurt dışında yapılacak Uluslar arası yarışmalarda aşağıda belirtilen kriterlere göre rekor derecelerinin yenilenmesi durumunda rekor geçerli sayılır.

Elektronik: 100 m. – 200 m. – 400 m.- 100 m. eng. – 110 m. eng. – 400 m. eng.- 4x100 m.  (mesafesi 400 m. ve 400 m.ye kadar olan diğer ara mesafeler.)

Elektronik ve el (manuel ): 800 m.- 1500 m. - 5.000 m. - 10.000 m. - Maraton – 20 km.  yürüyüş – 50 km. yürüyüş (mesafesi 400 m. üzerinde olan yarışmaların tamamında )   

IAAF kurallarına göre rüzgar ölçümü gerektiren branşlar: 100 m. – 200 m.  - 100 m. eng. - 110 m. eng. - uzun atlama – üç adım atlama,

Rüzgar ölçümü gerektiren branşlarda rüzgar ölçümü yapılmamışsa veya rüzgar ölçümü IAAF kurallarında belirtilen kriterlere göre değilse, rekor derecesi geçersiz sayılır.

a)Koşular: onaylı, sentetik yüzeyli pistlerde koşulan rekor dereceler geçerli sayılır.     Toprak yüzeyli pistlerin onaylı olması durumunda  da koşulan rekor dereceleri geçerli sayılır.

Yol ve maraton yarışları ile yürüyüş yarışmalarında;  parkur ölçümleri, IAAF kurallarına göre yapılan ve onaylanan parkurlardaki rekor dereceleri geçerli sayılır.

b) Atmalar: IAAF kurallarına uygun atma malzemeleri ile yapılan rekor dereceleri sonucu yarışma teknik direktörünün rekor tutanağında malzemenin standartlara uygunluğunun belirtilmesi kaydıyla geçerli sayılır.

c) Atlamalar: IAAF kurallarına uygun malzemeler ve yarışma kurallarına göre gerçekleştirilecek rekor dereceleri geçerli sayılır.

d) Ara derecelerin rekor sayılabilmesi: Ara zaman dereceleri kurallara uygun olarak tespit edilmiş ve sporcu koşulan mesafeyi tamamlamış ise rekor derecesi yarışmadan önce müracaat edilmemiş olsa bile geçerli sayılır.

Rekor tutanağının yarışma saatli programının ve tüm yarışma sonuçlarının (eğer mümkünse) sürat koşuları için foto-finish resminin Federasyona gönderilmesi gerekmektedir. Tüm bu belgeler Federasyon Teknik Kurulunca incelendikten sonra rekor tescili yapılarak yayınlanır. İlk kez düzenlenen bir branşta rekor tanımlaması yapılmaz ve en iyi derece olarak kayıtlara geçer. Bundan sonra bu branşta yapılan daha iyi dereceler rekor olarak kayıtlara geçer.

Yurt içinde düzenlenen resmi yarışmalarda; Dünya ve Avrupa rekorlarının yenilenmesi durumunda IAAF ve EAA tarafından belirtilen kurallar geçerli olacaktır.  

Yarışma Hakemleri

Madde 18- Hakemler yarışmalarda; uluslar arası yarışma kuralları ile Atletizm Hakem Yönetmeliği hükümlerine  uygun olarak görev yaparlar.

Teknik Kurallar

Madde 19- Yarışmalarla ilgili teknik konular; IAAF Yarışma Kurallarına ve bu Yönetmelik hükümlerine göre Federasyonca hazırlanacak yarışma statülerinde belirlenir. Ancak, 15 yaş altı ve proje yaş grupları için farklı uygulamalar yapılabilir.

Ceza

               Madde 20- Yarışmalarda cezayı gerektirecek hallerde bulunanlar hakkında; 7/1/1993 tarihli ve 21458 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Amatör Spor Dalları Ceza Yönetmeliği hükümleri uygulanır.

           İtiraz

Madde 21- İtiraz,  önce sözlü olarak sporcunun kendisi veya onu temsil eden yöneticisi tarafından başhakeme yapılır. Başhakem haklı bir karara varabilmek için ve gerekli olduğuna inandığı zaman film veya video teyp kasetlerinden yahut bunlardan elde edilen fotoğraflardan yararlanabilir. Başhakem itirazı kendisi karara bağlıyabileceği gibi konuyu çözümlenmek üzere jüriye de havale edebilir. İtiraza ilişkin kararı, başhakem veremezse, taraflar güvence parasını yatırarak jüriye başvurma haklarını elde ederler.

İtiraz konusuna ilişkin olarak jüriye yapılacak başvurunun yazılı olması, sporcunun idarecisi tarafından imzalanması ve IAAF kuralları uyarınca gerekli güvence parası ile birlikte verilmesi zorunludur. İtirazın yersiz olduğu kararına varılırsa, yatırılmış olan güvence parası Genel Müdürlük hesabına yatırılır. Jüri kurulu haklı bir karara varabilmek için  tüm kanıtlara başvurabilir ve gerekliliğini mütalaa ettiği tüm kişilerden bilgi alabilir.

Yarışma esnasında kurallara uygun itiraz, yarışmanın sonuç ilanından sonra  30 dakika içerisinde yapılır. Bu konu dışında kalan ve devam etmekte olan organizasyonlardaki itirazlar, diğer kurallar çerçevesinde ilgili birimlere süresi içerisinde yapılabilir.

Sporcunun statüsüne yapılacak itirazlar, Federasyon temsilcisine yarışmadan önce yapılır ve sporcunun protestolu olarak yarışıp yarışamayacağına Federasyon temsilcisi karar verir.

Ödül

Madde 22- Özel kuruluşlar tarafından düzenlenen yarışmaların ödülleri bu kuruluşlar, il veya ilçe müdürlüğü tarafından düzenlenen yarışmaların ödülleri ise il veya ilçe müdürlüğünce verilir.

Ulusal ve uluslararası yarışmalarda başarı gösterenlere, Bakanlar Kurulunun 26/9/2001 tarihli ve 2001/3086 sayılı kararı ile yürürlüğe konulan Spor Hizmet ve Faaliyetlerinde Üstün Başarı Gösterenlerin Ödüllendirilmesine Dair Yönetmelik hükümlerine göre ödül verilir.

Yabancı Uyruklu Sporcular

Madde 23-Yabancı uyruklu sporcular; IAAF kuralarına uygun olmak kaydı ile 7/12/2001 tarihli ve 24606 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Sporcu Lisans, Tescil, Vize ve Transfer Yönetmeliği hükümlerine göre Federasyonca hazırlanan talimatta belirtilen şartlara uygun olarak  yarışmalara katılabilirler.

Doping Kontrolü

Madde 24- Federasyon, yarışmalarda ve yarışma dışında doping kontrolü yaptırma hakkına sahiptir.

                                  ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

                              Çeşitli ve Son Hükümler

              Hüküm Bulunmayan Haller

Madde 25- Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde; IAAF kuralları çerçevesince Federasyon Yönetim Kurulunca alınacak kararlar, Federasyon Başkanın teklifi ve Genel Müdürün onayı ile uygulanır.

Yürürlükten  Kaldırılan Mevzuat

                Madde 26- 29/8/1989 tarihli ve 20267 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Atletizm Yarışma Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

Madde 27- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 28- Bu Yönetmelik hükümlerini Gençlik ve Spor Genel Müdürü yürütür.

OKULLARDA ATLETİZM

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı binlerce okulda uygulanan beden eğitimi ve spor faaliyetlerine baktığımızda milyonlarca öğrencinin arasından çok az sayıda öğrencinin düzenli spor yaptıklarını görmekteyiz. Sporcu kaynağımızın okullar olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. Türkiye’de sporun geri kalmışlığının, en önemli nedeni sporcu eksikliğidir. Sporcu sayısı ülkelerin de gelişmişliğinin bir göstergesidir.

Milli Eğitim Bakanlığı 1998 yılı bütçe raporuna göre okul içi spor müsabakaları ile ilgilenen faal öğrenci sporcu sayısı 1995 – 1996 öğretim yılında 45 bin iken, 1996 – 1997 öğretim yılında bu sayı artacağı yerde 35 bine gerilemiştir. Öğrenci sporcu sayısının yetersiz olması bir yana, giderek azalması Türk sporu adına olumsuz bir gelişme olduğu düşünülmektedir. Okullarımızda bir alt yapı “sporcu yetiştirme sistemi” olmadığı için, tesadüflere bağlı olarak yetişen çok az sayıda sporcu bulunmaktadır ve bu sporcuların içerisinden sadece birkaçı üstün başarıya ulaşabilmektedir.Milyonlarca öğrencinin olduğu ülkemizde sporcu kıtlığı yaşanmaktadır.

Atletizmde henüz tam geliştirilmiş bir yetenek seçimi modelimizin olmayışı gerçek yeteneklerin ortaya çıkartılmasını engellemektedir. Okul takımlarının belirlenmesinde doğal yetenek seçimi veya tesadüfen yetenek seçimi modelleri sıklıkla uygulanmaktadır. Bu uygulamalar sonucunda seçilen okul atletizm takımlarının çalışmaları ekonomik sıkıntılar yüzünden güçlükle yürütülmektedir. Çalışmalara ayrılan resmi süre haftada 6 saat olarak uygulanan ders dışı egzersiz programlarıdır. Beden eğitimi öğretmenleri bu faaliyetlerini yıl boyu devam ettirmek konusunda büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar.

Bugün bir öğrenci atletin yol, malzeme giderleri eğitim yılının tamamına yayıldığında yaklaşık olarak 500 milyon civarında olmaktadır. 10 kişiden oluşan bir takımın masrafı yaklaşık olarak yarışmalar dahil 10 milyar civarında olmaktadır. Bir okulun sadece atletizm branşına 10 milyar ayırması hemen hemen imkansız gibi görünmektedir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen atletizm takımı çıkartan okullarımızın yılda sadece bir kez yarışmalara katılabildiği, başarılı olduğu taktirde ise bir kez de Türkiye birinciliğine katılabildiğini görmekteyiz. Yarışma sezonunun ise Mart ayında başlayıp Mayıs ayında bittiğini düşünecek olursak, senede üç ay gibi kısa bir sezon ve bir tek yarışmaya katılmak için yıl boyu çalışmaya her okulun gücü yetmemekte, buda katılımı ve başarıyı olumsuz yönde etkilemektedir.

Geçtiğimiz günlerde okullar arası puanlı atletizm şampiyonası İzmir ilinde yapıldı. Nedendir bilinmez uzun yıllardır bu yarışmalar İzmir ilinde yapılır. Oysa yaklaşık olarak 20 ilimizde sentetik atletizm pisti bulunmaktadır. 26 – 27 Mayıs 2004 tarihlerinde yapılan ilköğretim okulları puanlı atletizm Türkiye birinciliğine 4 ve 5 inci sınıflar kızlarda 34 takım, erkeklerde 30 takım, 6, 7 ve 8 inci sınıflarda kızlarda 28 takım, erkeklerde 26 takım, lise ve dengi okullarda ise kızlarda 27 takım, erkeklerde 29 takım, toplamda 174 takım direk olarak final yarışmalarına katılmışlardır.

İl birinciliklerinden sonra direk olarak yapılan final yarışmaları beraberinde büyük sıkıntılar getirmiştir. Atletizm gibi bir spor dalında koşularda beş altı seriden oluşan, atma ve atlamalarda ise 25 – 30 kişiden oluşan bir sıralama ile yapılan final yarışmaları rekabeti azaltmakta ve yarışma kalitesini düşürmektedir. Aynı zamanda organizasyonda da bir takım aksama ve olumsuzluklara neden olmaktadır. 29 Mayıs 2004 tarihinde sona eren okul yarışmalarıyla birlikte okullarda atletizm 2005 yılının Mart ayına kadar ertelenmiştir. Bu kadar uzun süre ara vermek, okullu atletlerin motivasyonunu ve formunu korumak ve okul takımlarını ayakta tutabilmek oldukça zor bir iştir.

Öğrencilerin derslerin dışındaki boş zamanlarını değerlendirmesi ve okullarımızda spor faaliyetlerinin yaygınlaştırılarak okul sporunun ülke sporunun kaynağını oluşturması amacıyla düzenlenecek olan yarışmaların gruplar,Yarıfinal ve Final olarak düzenlenmesi, daha düzenli ve ciddi boyutlar içerisinde ele alınması dileğiyle, bol yarışlı günler dilerim.

 

 

 
   
Bugün 42 ziyaretçi (49 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol